"Doğada mavi renk bir canlı yoktur" cümlesini ya da "mavi meyve olmaması" konusunun konuşulduğunu duymuşsunuzdur. Aslında her ikisi de doğru değildir ancak doğada mavi rengin nadir olduğu bir gerçek. Hatta öyle gerçek ki; antik çağlarda konuşulan dillerde mavi rengini tanımlayan hemen hemen hiç kelime yoktur. Çünkü eskiden boyar maddeler sadece doğadan elde edildiğinden insanlar mavi rengi neredeyse sadece deniz ve gökyüzünde görebilmişler. Sadece deniz ve güneş için de özel bir renk adı tanımlamak akıllarına gelmemiş. Dilde karşılığı olmayan herhangi bir olguyu da insanlar düşünmekte zorlandığından mavi renk hayatımızda yer edememiş.
Dilin insan algısını nasıl etkilediği ile ilgili Namibya yerlileri ile yapılan bir deney sanırım bizleri aydınlatacaktır. Namibya'da yaşayan Himba kabilesinin dili mavi rengi yeşilden ayırarak tasvir eden bir kelime içermiyor. Bu yüzden Himba kabilesinin üyelerine 11 adet değişik tonlarda yeşil ve 1 adet mavi kare içeren görseller gösterildiğinde ya mavi renkli kareyi bulamıyorlar ya da çok geç buluyorlar. Ancak dilleri yeşilin 40'a yakın tonunu tasvir eden Himbalara 11 adet aynı tonda yeşil ve 1 adet daha açık renk yeşilin bulunduğu görseller gösterildiğinde ise modern yaşayışlı insanlara göre çok daha hızlı bir şekilde buluyorlar. Hatta modern yaşayışlı insanlar bu konuda çoğu zaman çuvallıyorlar.
Konumuza tekrar dönelim. Doğada mavi renk neden bu kadar nadir?
Bu sorunun cevabını anlamak için renklerin nasıl oluştuğuna bakmak gerekiyor. Birçok canlı vücut renklerini pigment denilen organik boyar maddelerden alıyor. Doğada bulunan pigmentlere baktığımızda ise mavi renk veren sadece bir pigment olduğunu görüyoruz. Bu da Obrina Olivewings adlı bir kelebeğin kanadında bulunuyor. Diğer mavi renklerin bütünü "yapısal renk" olarak adlandırılıyor. [1]
Yapısal renklere örnek vermek gerekirse; Tavus kuşunun mavi rengi, mavi renkli amazon zehirli kurbağaları, mavi kanatlı kelebekler (Menelaus blue morpho), Macaw Papağanları...
Yapısal renklere sahip canlıların renkleri daha parlaktır ve bakıldığı yöne göre renklerinin tonu değişebilir. Bunun nedeni yapısal renklerin pigmentlerden değil rengin ait olduğu yüzeyin yapısından kaynaklanmasıdır. Örneğin mavi kanatlı Menelaus blue morpho kelebeği, kanadının üzerinde bulunan pullar, aralıklı yapılarından dolayı gün ışığını soğururken sadece mavi rengin kolaylıkla yansımasına izin verirler. Bu yüzden kelebeğin kanadı bakılan açıya göre mavinin farklı tonlarını alır. Hatta kanat alkol ile ıslatıldığında yeşile dönüşür.[2]
Aynı şekilde mavi renkteki kuşların tüyleri de ıslandığında, benzer herhangi bir şekilde yapısal deformasyona uğratıldığında ya da ışığın açısı değiştiğinde renk değiştirirler. Örnek vermek gerekirse Kuzey Amerika'ya özgü Mavi Alakargalar'ın tüyleri bakış yönünde aydınlatıldığında parlak mavi iken, ışık kaynağı kanadın arkasında kaldığında gri-kahverengidir.
Peki mavi renkli bitkiler? Bitkilerde ise mavi renk sadece çiçeklerin taç yapraklarında ve birkaç iğne yapraklı çam türünün yapraklarında görülmektedir. Bunların hepsi de yapısal renktir. Mavi olarak adlandırılan fakat aslında mavi olmayan Yaban Mersini hariç. Yaban Mersinleri (Blueberry) aslında kabukları koyu mor renkli pigmentlere sahip bir bitkidir.
Mavi gözlü insanlara değinmeden geçmeyelim. Mavi göz de yapısal olarak mavidir. Göze kahverengi rengini veren pigmentler bulunmadığında göz bebeğinin yapısal formu sadece mavi ışığın yansımasına neden olur ve gözler mavi görünür.
Son olarak, mavi boyar maddeleri ilk olarak keşfeden uygarlık Antik Mısır'dır. Dolayısıyla mavi rengi tanımlayan kelimeler de ilk olarak Mısır medeniyetinde kullanılmaya başlamıştır. Aynı zamanda bu boyar madde dünyanın en eski yapay boyar maddesidir.
[1] http://www.bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/dogadaki-yapisal-renkler
[2] https://curiosity.com/topics/why-is-the-color-blue-so-rare-in-nature-curiosity/
AV 12 Ocak 2021 - 13:18:43
merhaba