Loading

23 Nisan'da ne oldu, neyi kutluyoruz?

Mustafa Kemal ve bir çocuk

Bugün 23 Nisan 2020, 1920’de Ankarada Birinci Meclisin açılmasının üzerinden tam 100 yıl geçti. 100 yıl sonra bugün bizler o günü kutluyoruz. Peki, bu süreç nasıl işledi? Bu yazıda bu soruyu cevaplandırmaya çalışacağız.

23 Nisan 1920'ye bir yolculuk

Tarih 23 Nisan 1920, memleketin bazı kısımları işgal edilmiş, ordunun büyük bir çoğunluğu dağıtılmış, halk yıllarca süren savaşlardan (Sadece 1. Dünya savaşı değil, on yıllardır süre gelen savaşlar) yorgun düşmüş, kimi köylerde genç erkek kalmamış, 600 yıldır memleket idaresini elinde tutan Osmanlı hanedanının son padişahı Vahdettin, Sevr antlaşmasını imzalamış, kimi yerlerde işgale karşı koyan, ölümü göze alan yiğitler çıkmış, işte bu yiğitlerin arasında öyle biri var ki, hepimiz onu çok yakından tanıyoruz; Mustafa Kemal Atatürk. Mustafa Kemal sevr antlaşmasına karşı faaliyetlerde bulunan Samsun iline bu faaliyetleri bastırma, halkı sakinleştirme amacıyla padişah tarafından gönderilmiş ama kaderin cilvesi ya, tam tersi olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk memleketin bazı bölgelerinde parlayan isyan ışıklarını, bağımsızlığımı vermem diyenleri bir araya toplamış; bu süreçte asker üniformasını çıkarmak zorunda kalmış, validen ödünç aldığı takım elbisesini giymiş.

Kurtuluş Savaşı Hikayeleri arşivleri | Hikaye Oku 

Bu şekilde başlayan kurtuluş savaşımız, başarıyla bitti. Memleketin işgali, bağımsızlığın sonu manasına gelen Sevr gitti, yıllardır bağımsızlığımızın teminatı olan Lozan geldi. 600 yıldır koca ülkeyi tek başına yöneten hanedanlık, saltanat kaldırıldı. Yavuz Sultan Selim tarafından 1517’de Mısırın Memluklerden alınmasıyla Osmanlı’ya geçen ve birinci dünya savaşında hiçbir işimize yaramayan ve laiklikle çelişen halifelik kurumu kaldırıldı. Köyde bir çiftçi çocuğu olarak doğan ve savaşta ölmemiş, şans eseri sağ kalmışsa, çiftçi olarak ölen gençlerin, devletin en yüksek makamlarına gelme, o zamanın şartlarına göre alınabilecek en iyi eğitimi alma şansı oldu. Osmanlıda yıllarca dışarıya bağımlı olan ekonomi son zamanlarında tamamen yabancıların eline Düyûn-ı Umûmiye kurumuyla teslim olmuşken, yeni kurulan cumhuriyet bu bağımlılığı reddetmiş, (1923 yılında toplanan İzmir İktisat kongresinin önemli kararlarını aşağıya bırakıyorum) ama Osmanlı’nın 1912’den önceki borçlarının %62’sini 1912’den sonraki borçlarının ise %77’sini üstlenmiş ve bunları zamanla ödemiştir.

Kurtuluş savaşının kadın kahramanları | Ataturkicimizde.com

İZMİR İKTİSAT KONGRESİ KARARLARI

  1. Hammaddesi yurt içinde yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dalları kurulması gerekmektedir.
  2. El işçiliğinden ve küçük imalattan süratle fabrikaya veya büyük işletmeye geçilmelidir.
  3. Devlet yavaş yavaş iktisadi görüşleri de olan bir organ haline gelmeli ve özel sektörler tarafından kurulamayan teşebbüsler devletçe ele alınmalıdır.
  4. Özel teşebbüslere kredi sağlayacak bir Devlet Bankası kurulmalıdır.
  5. Dış rekabete dayanabilmek için sanayinin toplu ve bütün olarak kurulması gerekir.
  6. Yabancıların kurdukları tekellerden kaçınılmalıdır.
  7. Sanayinin teşviki ve milli bankaların kurulması sağlanmalıdır.
  8. Demiryolu inşaat programına bağlanmalıdır.
  9. İş erbabına amele değil, işçi denmelidir.
  10. Sendika hakkı tanınmalıdır.

Koskoca bir tariihin başına ve sonuna kabaca göz attık, şimdi ise 23 Nisan’a odaklanalım. Yukarıda da dediğimiz gibi 23 Nisan 1920’de birinci meclis açıldı. Yakın bir tarihe kadar bayramların oluşma süreçlerine dair çok şey bilinmiyordu, ayrıntılı akademik çalışmalar yoktu. Ama 1997’de Veysi Akın bu eksikliği giderdi. Adımlar kabaca şöyle oluyor.

Söz konusu makaleye buradan ulaşabilirsiniz.

Meclisin açıldığı gün ne oldu da Çocuk Bayramı oldu?

1920’den bir yıl sonra, 1921’de daha saltanat kaldırılmamışken, savaş tam anlamıyla bitmemişken 23 Nisan günü ulusal bayram olarak ilan edildi. Daha sonra 1 Kasım saltanatın kaldırılmasıyla Hakimiyet-i Milliye, yani ulusal egemenlik bayramı olarak kutlanmıştır. Zamanla 1 Kasım tarihi yerini 23 Nisan’a bırakmış ve 1 Kasım tarihinin unutulmasına sebep olmuştur. 1935’te de 23 Nisan bayramının adı Hakimiyet-i Milliye bayramı olarak değiştirilmiştir.

Günümüz çocuk esirgeme kurumu, o zamanki adıyla Himaye-i Etfal Cemiyeti gelir kazanmak için 23 Nisan 1923’te o günün çocuk bayramı olarak da kutlanmasını isteyen girişimlerde bulunmuş ve 1929'da 20 ve 30 Nisan tarihleri arası Çocuk haftası ilan edilmiştir. 1927’de ilk kez Mustafa Kemal arabalarından birini çocuklara bir günlüğüne vermiş ve çocuk balosu düzenlenmiştir. Bu gelenek uzun yıllar devam etmiş, 23 Nisan tarihinde her devlet makamı koltuğunu bir günlüğüne çocuklara bırakmıştır. 1981’de Milli Güvenlik Konseyi bayramın ismine son şeklini vermiş, adını “Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramı” koymuştur.

Koltuk devretme geleneği uzun yıllar sürdü ancak geçen sene, 2019 yılında Milli Eğitim Bakanlığı çocuk seçim sürecinin “Çocuklarda rekabete ve strese yol açtığı gerekçesiyle” bu uygulamaya son vermiştir.

Yazımızı Mustafa Kemal Atatürk’ün 23 Nisan için söylediği bir sözle ve öldüğümüz gün çocuklarımıza bizim aldığımızdan çok daha iyi bir memleket bırakmanın verdiği huzura ve mutluluğa sahip olma temennimizle bitirelim.  

“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.”

Emircan Tepe
Redaktör / 48 Yazı / 713,8K Okunma

Okurum, düşünürüm, sorarım, tartışırım, eleştiririm, yazarım, paylaşırım...

 

 


Yorum Yap

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

ya da üye olmadan yorum yap ve onaylanmasını bekle.
ÜST