"Kim bu Hannibal BARCA" diye soracak olursanız tarihin gördüğü ilk savaş dehası denilebilir ki bu tanımı da bir savaş tarihçisi Theodore Ayrault Dodge yapmıştır. Ordusunda filleri kullanan coğrafyayı daima kendi lehine çevirebilen ve aslında tarihte hep gaddar olarak tanıdığımız çoğu komutanın aksine bazı kaynaklara göre merhametli ve dürüst bir kişiydi. Biraz da inatçı bir karaktere sahip biri de denilebilir çünkü ordusunu hedefe ne olursa olsun götüren başarıya odaklı bir komutandı. Türklere özgü ‘’Hilal Taktiğini’’ kullanmış askeri taktik otoriteleri jeopolitik stratejistlere sayıların üstünlüğünü resmen hiçe sayarak kendinden kat be kat büyük olan ordulara mağlubiyeti tattırmış. Tarihte her zaman karşımıza çıkan entrikalar ve kıskançlıklar binlerce kişilik muhteşem orduları yıkan bu taktiksel dehanın bile sonunu hazırlamıştır.
M.Ö. 247 yılında Kartaca’da doğdu. Kartaca için günümüz Tunus coğrafyası diyebiliriz. Kartaca’nın soylu komutanı Hamilcar’ın büyük oğlu olarak dünyaya gelen Hannibal genç yaşlarından itibaren babasından eğitimler aldı. Küçük yaşlarda babası ile savaşlara katıldı. Babası Hamilkar’dan öğrendiği en önemli şeylerden biri ise Roma ile Kartaca arasında geçen I.Pön Savaşı idi. Hannibal bu savaşların etkisi ile Roma daha genç yaşlarından itibaren büyük bir kin besledi ve ömrü boyunca Roma İmparatorluğu ile savaşmaya ant içti.
Babası Hamilkar’dan sonra Roma üzerine gitmek için hazırlıklara başladı. Coğrafyayı çok iyi okuyan bir komutan olarak ilk işi İspanya’ya girmek oldu. 2 sene içinde neredeyse tüm İber Yarımadasını kontrol altına aldı. I.Pön Savaşı’nda yenilen Kartaca Roma ile olan anlaşmasını bu agresif tavrı ile ihlal etmiş oldu. Roma için ileride büyük tehdit olacak olan Hannibal’ın ayak sesleri Avrupa’dan duyulmaya başlamıştı. Önce Roma müttefiki Saguntuma saldırdı yenilgisinin intikamı olarak savaşı Roma’ya taşımaya karar verdi, II.Pön Savaşı resmen başlamış oldu. Kardeşi Hasdrubal’ı İspanya’da bırakıp İtalya’ya doğru yola çıktı.
100 bin asker ve 37 fil ile Pirene Dağlarını geçmek için yola koyuldu. Pirene Dağları içinde küçük kabilelerle ve olumsuz dağ koşullarıyla mücadele etti ama ne o ne de ordusu yılmadı. Rhone Vadisine sığındığında bir plan yaptı kullanılan kara yolu yerine dağların içinden kendi yolunu açtı ve önlü sözü dudaklarından döküldü ‘’Ya yeni bir yol bulacağız ya da yeni bir yol açacağız’’ . Yeni bir yol açma fikrini kabul eden Hannibal ve ordusu Po Ovasını hızla geçti. Hannibal’ın başarısını duyan Keltler’de Roma İmparatorluğunun onlara yaptığı zulmü unutmamış kılıçtan geçen soydaşları, İsviçre’ye sürülmelerinin anısına 15 bin kişilik bir takviye birlikle katılmışlardı. M.Ö. 218 yılında Ticinus ve Trebia Savaşlarında Roma ordusunu bozguna uğrattı pusuya düşürdü ve resmen Romalılara üstünlüğünü şatafatlı bir biçimde göstermiş oldu.
Hannibal’ın ustalık eseri olan savaş bu dönemden sonra geldi. Romalılar vur kaç taktiği ile Kartacalıları zayıflatsa da Hannibal çevresinde ki Latin şehirlerini kışkırtmayı hedefledi. Romalılar son düzenli ordusunu Hannibal üzerine gönderdi. 40 bin kişilik Kartaca ordusu ‘’Hilal Taktiği’’ ile Romalıları bozguna uğrattı. Capua şehrini kontrol altına aldı.
Artık Napoli ve Roma üzerine sefer hazırlıkları yaparken en başından beri ona destek veren Kartaca Senatosu kıskançlık içinde tutuşup desteğini kesti. Bunu fırsat bilen Romalılar vur kaça devam edip tam bir seferberlik ile yeni bir ordu kurdu. Hannibal İspanya’da ki kardeşi Hasdrubal’dan destek istedi fakat M.Ö. 207 yılında Metaurus Nehri kenarında Romalılar tarafından Hasdrubal öldürüldü. Bir diğer kardeşi Mago Barca ise süvarilerle savaşa devam etti. Birçok başarı elde etti fakat o da yetersizlik içinde durakladı.
Hannibal zor durumda kaldı. Bu sırada Roma Konsülü Scapio güçlü bir ordu ile Afrika’ya saldırdı. M.Ö. 203 yılında yurdunu müdafaaya giden Hannibal bir yıl sonra ki Zama Savaşında yenildi. Zama Savaşı zamanında deniz yolu ile gelen Mago Barca’da denizde vefat etti. Ağır bir antlaşma imzalayan Kartacalılar Scopio’nun etkisinde Roma’nın çok korktuğu Hannibal’ı sürgün etmek istedi. Onurundan ödün vermeyen Hannibal o tarihten itibaren kaçak hayatı yaşadı. Önce Suriye’ye kaçtı fakat Romalılar o bölgeye gelince de Kral Antiokhos kaçmasına izin verdi. Hannibal Anadolu’ya Bitinya Bölgesine kaçtı. ( Bitinya: İznik, İzmit, İstanbul, Bursa, Sakarya, Bolu ve çevresine antik krallık döneminden verilen isim ) Oradan önce Girit’e oradan tekrar Bitinya Bölgesine geçiş yaptı fakat Romalılar tekrar sıkıştırıp kralı Hannibal’ı teslim etmeye ikna edince söylenenlere göre Hannibal; ‘’Roma’yı şu her günki derdinden kurtaralım’’ diyerek M.Ö. 182 yılında yüzüğünde ki zehir ile intihar etmiştir.
İşte tarihin gördüğü en büyük komutanlardan biri Hannibal BARCA her ne kadar Romalılara diz çöktürse de gurunu asla bırakmamış ve sonunu kendi getirmiştir. Anıt mezarı ise aslında çoğumuz bilmese de ülkemiz sınırları içerisinde Kocaeli’nin Gebze ilçesindedir. 1934 yılında Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK mezarı arama ve bir anıt yaptırma fikrini dile getirse de ölümünden çok uzun yıllar sonra 1981 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı girişimleri ile Gebze Tübitak yerleşkesine adına bir anıt yapılmıştır. Gebze’de yapılan bazı çalışmalar sonucunda bulunan bir mezarın ona ait olduğu kanıtlanamasa da hala bir şüphe olarak kalmıştır.