Yazıya Geçmeden Önce Sizinle Ateşin Geçmişine Kısa Bir Göz Atalım:
Ateşin bulunması insanlık tarihinin dönüm noktası olarak kabul edilir. Şimdiye kadar keşfedilmiş olan en eski ateş kalıntısı günümüzden 476 milyon yıl önce, karaları işgal eden bitkilerin yandığı Orta Ordovisyen Dönem'e aittir. Bu tarih önemlidir, çünkü bu zamanlardan önce atmosferdeki oksijen oranı oldukça düşüktü ve yanmaya kolay kolay izin vermiyordu. Zaten karalarda da yoğun bir yanıcı madde birikintisi olmadığından, alevli yanma tepkimesine pek rastlanmıyordu. Ancak ne zaman ki karalar bitkiler tarafından işgal edilmeye başladı ve oksijen oranları yanma değerinin üzerine ulaştı, işte o zaman bildiğimiz anlamıyla alevli tepkimeler ve hatta geniş alanlara yayılan yangınların izlerine rastlamaya başladık.
Peki Atalarımız Bu Ateşten Nasıl Faydalandılar? :
Atalarımız ateşi keşfettiklerinde yaşamları birçok açıdan daha kolay hale geldi.
Sıcaklık, ışık ve koruma için ateşi kullandılar. Ama ateşin faydası kadar zararı da vardı. Ateşten çıkan duman gözlerini yaktı ve bazı hastalıkları beraberinde getirdi.
Dr. Chrisholm bu konu hakkında şöyle diyor:
“Fark ettik ki kontrol altına alınmış ateşin keşfi insanların birbirleriyle ve çevreleriyle olan etkileşim biçiminde önemli bir değişime yol açmış olmalı. Bu etkileşimlerin ikisi de bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkmasını yönlendiren ana faktörlerden.”
Gelelim Asıl konumuza:
Benim burada bahsetmek istediğim nokta ateşin kullanım amacı veya çıkan hastalıklar değil, insan türlerinin evrimlerinin hangi noktasında ateşi kontrol altına alabildiğidir.
Tarih sahnesine oldukça geç evrimleşmiş bir tür olarak çıkan insanlar ise, ateşi bilinçli olarak kontrol altına alabilmiş tek türdür. Bu da ateşi bizler için daha anlamlı yapmaktadır. Diğer türlerde ateşle birlikte evrimleşme söz konusu olabilse de, ateşi bilinçli kontrol edebilen başka bir hayvan türü tespit edilememiştir.
Fakat bu konuda kesin bir yargı yoktur. Ancak ateş günümüzden yaklaşık 400.000 yıl kadar önce Homo Erectus tarafından kontrol altına alındığını biliyoruz. Fakat bundan 125.000 yıl kadar önce, birçok farklı insan türü ateş kullanmıştır.
Peki Ateşin Bulunması İnsanın Evrimine Nasıl Yön Verdi? :
Ateşin kontrolü insanları davranışsal olarak etkilemiştir. Çünkü ateşin kontrolü ile insanlar istediği zaman ışık yaratabiliyorlardı. Böylece avlanma gibi aktivitelerini gün ışığı ile sınırlandırmıyordu. Ateş keşfedilmeden önce insanların korktuğu birçok böcek türü ateşin keşfi ile ateşten korkarak insanlardan uzak durmaya başlamıştır. Bu da insanlara ciddi bir evrimsel avantaj sağlamıştır.
Ateşi Evcilleştirmesiyle Dominant Konuma Gelen İnsan
Öncül insanlar binlerce yıl yırtıcılardan kaçarak, mağaralarda, ağaç tepelerinde saklanarak yaşadı ve doğada epey bir zayıf canlı konumundaydı. Çoğu yırtıcının tersine karanlıkta görememe gibi bir dezavantaja sahipti ve bu nedenle hayatını idame ettirmesi çok zordu. Çoğunlukla diyeti bitki, sert kabuklu yiyecekler(lifli besinler) ağırlıklı olsa da bunların yanında böcek yiyicilik, küçük memeliler ve leşler sayesinde biraz etten oluşuyordu. Tarih çizgisi böyle ilerlerken insanlık belki de “milestone (kilometretaşı)(dönüm noktası) ” diye adlandırabileceğimiz olaya, ateşi evcilleştirme başarısına imza attı. Bu sayede artık ekoloji hiyerarşisinde epey yukarılara çıkmıştı.
Artık kaçmak zorunda değillerdi. Saklandıkları yerlerden çıkıp özgürleştiler. Ağaç yaşamı tamamen yok oldu ve öncül insanlar savanlara yayıldı.
Sonuç Olarak:
Evrimde gerçekten çok kritik bir role sahip olan ateş ve ateşin evcilleştirilmesi bizim bugünkü formumuzu almamızda büyük pay sahibi.
Ateşin insan evrimine etkisini özetleyecek olursak; beslenmesini, beslenmesine bağlı zeka gelişimini, toplumsal yapıyı, kültürel birikimleri, dili, ekolojik seri katile dönüşmemizi sayabiliriz.
KAYNAK:
https://www.nytimes.com/2016/08/09/science/fire-smoke-evolution-tuberculosis.html
https://www.nature.com/articles/nature16990
https://evrimagaci.org/atesin-kontrolu-insanin-evrimine-nasil-yon-verdi-341