Philip 2'nin Etkilendiği Diğer Askeri Reformlar:
Philip, Makedonya o zamanlarda kırılgan bir durumda olduğu için gençliğini önce İlirya sarayında, daha sonra da Thebes(Tebai) sarayında rehin olarak geçirmişti. Fikirleri asıl olarak Thebes'te şekillenmeye başladı. Yunanistan'ın baskın gücü olan Sparta ile Thebes savaş halindeydi. Bu yıllarda Epaminondas ve Pelopidas'ın Thebes ordusunda taktiksel reformlar yaptı ve sonrasında Thebes, Sparta'yı savaşta yendi ve Yunanistan'daki baskın güç konumuna geldi. Böylelikle bu askeri reformların önemi anlaşılmış oldu. Philip'e göre Thebes'in askeri başarısının arkasında sürekli talim, sürekli tecrübe ve sürekli aksiyon yatmaktaydı.
Resim: Antik Yunan dönemi Yunanistan bölge, şehir ve yerleşkeleri
Thebes'in reformlarından etkilenen başka bir isim ise Atinalı general Iphicrates'ti. Iphicrates, Atina piyadesinin ekipmanları üzerinde değişiklik yapma kararı aldı. Ağır bronz Hoplit zırhı, hafif keten örme zırh ile değiştirilirken, geniş ve ağır Hoplon kalkanı ise daha hafif Pelta kalkanı ile değiştirildi. Böylelikle daha fazla hareket kabiliyeti amaçlandı. Mızrakları ise daha uzunlarıyla değiştirilerek silahların saldırı menzili arttırıldı. Her ne kadar Atina ordusu bunu deneme şansı bulamasa da deniz savaşlarında bu ekipmanların Hoplitler tarafından kullanıldığı düşünülüyor.
Resimler: Iphicrates'in reformu öncesi ve sonrası Atina piyadesi ve ekipmanları
Philip'in Piyadeler Üzerine Reformları:
M.Ö. 365'te Philip, Makedonya'ya geri döndü. Epaminondas, Pelopidas ve Iphicrates'in reformarını düşünmeye kafasında geliştirmeye devam etti. M.Ö 359'da tahtta olan abisi Perdiccas, İlirya ike olan bir savaşta öldü ve Philip tahta çıktı. Makedonya çok zayıf durumdaydı, orduları yenilmişti ve komşularıyla düşmanlardı. Her an işgal edilme riski vardı. Bu yüzden Philip hemen reformlarını uygulamaya başladı.
Tarihte bu konuda fazla bir kanıt yok ancak, Philip'in bu yeni düzeni kurduğu askerler önceden Makedonya ordusunun hafif piyadelerini oluşturuyordu. Köylü sınıfından oluşuyorlardı ve ekipmanları kötüydü. Eğitimleri yoktu. Ve İlirya başta olmak üzere komşu devletlerin ağır ve iyi eğitimli piyadelerinin dengi değillerdi. Makedonya ordusunda ayrıca elit askerler de vardı ve klasik Yunan Hoplit şeklinde bir birlikti. Ancak sayıları çok daha azdı. İliryalılara kıyasla bu elit birlik de denk değildi. Yani Makedonya piyadesinin acil bir reforma ihtiyacı vardı. Philip hemen 4000 asker topladı ve onları radikal bir değişimle bambaşka bir savaş stiline uygun ekipmalarla donattı.
Zırh olarak ağır Yunan Hopliti ve hafif Peltast teçhizatı karışımı kullandı. Ağır kalkan yerine hafif Pelta kalkanı kullanıyorlardı. Her asker bronz bir miğfer ve dizliklerle, uzun bir bot ve tunik giyiyordu. Silah olarak kısa mızrak ve kılıç da bulundursalar da asıl silahları bu değildi. Güneydeki komşularının Hoplitlerine kıyasla çok daha hafif bir göğüs zırhı kullanıyorlardı bu da korunmayı azaltıyordu. Ancak korunma artık yeni bir silah türü ile sağlanıyordu: SARİSSA
Resim: Philip'in reformları önce ve sonrası Makedonya piyadesi ve ekipmanları
Sarissa: Bu yeni silah 4-6 metre uzunluğunda bir kargı idi. Gövdesi kızılcık ağacından yapılmıştı. Sarissa'nın ön ucunda demir bir uç bulunuyordu ve zırhı delmek ve düşmana ulaşmak için şekil verilmişti. Arka ucunda ise ağır, metal bir kıç bulunuyordu. Demir veya bronzdan yapılırdı. Ön uca karşı ağırlık olarak bulunur ve tutan kişi için kargıyı dengede tutmaya yarardı. Çünkü Sarissa arka uca yakın bir şekilde, 3/4'lük kısmı önde kalacak şekilde tutulurdu. Ayrıca bu arka ucu bir düşman hücumuna karşı yere saplayıp sabitlemek için de uygun şekillerde yapılırdı. Hoplit mızrağının aksine Sarissa'yı taşımak için çift elle tutmak gerekliydi. Bu da ağır bir kalkan kullanmayı imkansızlaştırıyordu.
Resim: Sarissa'nın uzunluğu, ön ve arka ucu
Resim: Sarissa'nın tutuluşu ve klasik Yunan Hoplitinden farkı
Ünlü Makedon Falanksı ve Özellikleri:
Sarissa tek bir kişi için oldukça kullanışsızdı. Birebir mücadelede bir işlevi yoktu. Bu yüzden her asker eğitilmiş daha kalabalık bir topluluğun parçasıydı: Makedon Falanksı.
Makedon Falanksı, Dekas ismi verilen 10 kişilik gruplardan oluşuyordu. (Ancak bu sayı sonradan 16'ya çıkarılmıştır.)
Birden fazla Dekas'a Dekades ismi verilirdi ve bunların yanyana gelerek oluşturduğu gruba Lochoi ismi veriliyordu. Her Dekas'taki en tecrübeli kişiler en ön safta bulunurlardı.
İlk başta Makedon Falanksı 16 kişi uzunluğunda 8 kişi genişilğinde idi. Ve küçük kalkanları sayesinde askerler birbirleri çok yakın durabiliyorlardı. Bu 128 kişilik taktiksel gruba ise Taxeis deniliyordu ve Lochagas ismi verilen bir subayın yönetimindeydiler. 2 Taxeis birleşince ismi Stygma oluyordu.
Taxeis'e bağlı Lochagos'ların dışında başka özel birlikler de bulunuyordu:
Salpingetes: Borazanları ile emirleri duyururlardı.
Semeiphoros: Ellerindeki bayraklarla görsel olarak mesaj ve emirleri gösterirlerdi.
Stratokerux: Bağırarak emirleri duyuran kişiydi.
Hyperetes: Birlikler arası mesajları taşıyan ve Lochagos'un emirlerini uygulayan mesajcıydı.
Ouragos: Falanktaki askerleri düzene sokan ve düzeni koruyan kişiydi.
Dikdörtgen şeklindeki Falanks hareket ederken, askerler Sarissa'sını yukarı doğru dik bir şekilde tutarak taşırdı. Sadece düşman ile çarpışma öncesi ilk 5 sıra kargılarını tam ileri uzatacak şekilde yatırırdı ve ölümcül bir demirden duvar ortaya çıkmış olurdu. Aşırı uzun silahın sayesinde en öndeki askerin önünde 4 adet kargı ucu olurdu. Böylelikle bir düşman askerin en ön sıradaki askerlere bile ulaşması çok zorlaşmış olurdu. Arkadaki sıralar ise Sarissa'larını 45 derece açıyla öne doğru yatırırdı. Böylece ön saflardaki askerlerin düşmanın attığı herhangi bir şeye karşı korunmasını arttırırdı. Daha da geri sıradaki askerler ise Sarissa'yı dik tutmaya devam ederlerdi.
Resim: Falanks'ın hareket ederkenki Sarissa tutuşları, savaş pozisyonları ve Falanks'ın üstten görünümü (Ön sırada her askerin önünde 4 kargı)
Falanks'ın en önemli yönü askerlerin çok yakın durması ve neredeyse yapışık hareket etmeleriydi. Bu da önden neredeyse durdurulamaz olması demekti. Savaşırken oluşan kargaşayla, bozuk zemin yüzünden veya arkadan ve yanlardan saldırıya uğradığında bu askerlerin bire bir savaş yeteneklerinin ne kadar zayıf olduğu kendini belli ederdi. Yani Falanks aslında düzen korunduğu sürece ölümcüldü.
Philip'in ilk oluşturduğu 4000 kişilik Falanks çiftçi ve zanaatkarlardan oluşsa da yine de yanında elit bir grup da oluşturmuştu. Bu elit gruba Pezhetairoi adı verilirdi. Bu askerler cüsse ve güçlerine göre özel seçilirlerdi ve kralın seçkin yaya muhafızları olarak görev yaparlardı.
Resim: Pezhetairoi
Tarihçiler hala Pezhetairoilerin ekipmanları hakkında fikir ayrılığı yaşarlar. Bir kısım bu askerlerin Hoplitler ağır zırh, aspis kalkanı ve kısa mızraklar kullandığını söyler. Ve bu askerlerin Falanksa çok yönlülük katmak amaçlı olduğunu düşünürler. Ancak bu konuda kanıtlar zayıftır. Şimdilerde ise, bu elit grubun diğer askerlerle aynı ekipmana sahip olduğunu tahmin ediliyor. Onları öne çıkaranın ekipmanları değil, yetenekleri ve profesyonellikleri olduğu düşünülüyor.
Pezhetairoiler hakkında daha sonra İskender döneminde büyük değişiklikler yapıldı ve Falanksın tamamına Pezhetairoi ismi verildi. Ve elit birliklere ise Hypaspists denildi. Bu isim Helenistik dönemin sonuna kadar böyle kaldı.
Resim: İskender ve Hypaspists