Önce hamuru incecik açarsın, üzerine de, kıyma, maydanoz, soğan, sarımsak karabiber, isot gibi baharatlı bir takım malzemeler koyarsın ve taş fırına atarsın o bir güzel pişer ve leziz lezzet hazır olur.
Adını Arapça'dan türeyerek alan lahmacun, Arapça'da etli hamur olarak bilinen (لحم عجين) halm bi ajin'den gelmektedir. Çekilmiş et ile beraber içine yeteri kadar pul biber, domates, tuz, sarımsak, karabiber, maydanoz, salça, isot koyularak suyla harmanlayarak yoğurulur.
Göz kararı 2-3 mm kalınlıkta olup 20cm ila 30cm çapında genişliği olan tabi bazen abartılarak 50cm ile 60cm çaplara kadar ulaşmakta olan lahmacun hamurunun üzerine malzemeleri konularak el ile her yeri kaplayacak şekilde yayılır ve taş fırında pişirilir. Öyle fırın falan olmaz uğraşmayın. Üzerine de bir takım yeşillikler koyduktan sonra bir de limon sıkılırsa tadından yenmez.
Malzemeleri ülkemizin bölgelerine, yörelerine ve mevsimlere göre de değişebilmekte olup örneğin; Şanlıurfa ve Mardin'de sadece soğanlı yapılırken Gaziantep'te sarımsak koyulur ancak Kahramanmaraş'ta sarımsağın yanına soğan da eklenir, bazı yörelerimizde fıstık dahi koyulur.
Bilinen tarihe göre Mezopotamya'da adını aldığı MÖ 1894 yılında kurulmuş Sümer ve Akad topraklarını kapsayan bir Babil imparatorluğundan Babillerden kalma lahmacun'un 5000 yıllık geçmişe sahiptir. En eski zamanlara dayanan insanlık tarihi kadar eskiye dayanan Lahmacun, doğuya ait bir lezzet olarak 1960'lı yılların öncesine kadar bazı bölgelerde bilinirken daha sonralarda ülkemizin tamamına yayılarak afiyetle yenmektedir.
Afiyet olsun... :)