Loading

Dostoyevski İdamdan Nasıl Kurtuldu?

Dostoyevski ve mum

‘Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek fırtınayla sarılmış durumda yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmam da gerekse;

o şekilde yaşamak, şu anda bir yarım saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir.’

Bu sözler Dostoyevski'nin Suç ve Ceza kitabında geçer... Raskolnikov karakterinin sarf etmiş olduğu sözlerdir. Aslında Dostoyevski'nin idam anında yaşamış olduğu tecrübelerin aktarıldığı bir metindir. 

1849 yılında devlet aleyhine propaganda yapmak suçlaması ile tutuklandı.

Rusya'nın avrupa ülkelerinden çok geride kaldığını düşünen aydın insanlar, bir reformun gerekliliğine inanıyordu. Dostoyevski reform fikrini benimseyerek, dönemin reformcuları arasına katılmayı tercih etti. O dönemin Rus Çarı olan I. Nikolay, çarlığa karşı yürütülen bu propagandalar karşısında sert bir tavır ortaya koyarak, Dostoyevski ve arkadaşlarının tutuklanmasını emretti. 

22 Aralık 1849 - İdam Hükmü

1849 yılında tutuklanan Dostoyevski ve arkadaşları, tam 8 ay boyunca sorguya çekildi. Yapılan sorgulamaların ardından Dostoyevski ve arkadaşları, noelden 3 gün önce (22 Aralık 1849) idama mahkûm edildi.

Dostoyevski aylarca öleceği günü bekleyerek hapiste kaldı. 22 Aralık günü gelip çattığında ise, 21 arkadaşı ile beraber gözleri bağlanarak infaz alanı olan Seminosvki'ye götürüldü. İnfaz edilmek üzere üçerli gruplar oluşturuldu. Dostoyevski 2. grubun son sırasındaydı. Önce ölüm fermanları okudundu. Ardından nişanlar alındı. Tam her şey bitti derken bir atlı çıkıp geldi.

Hükmü Bozuldu

Bir ses duyuldu. 

"Dur! Gafur ve rahim çar hazretlerinin kutsal arzusu hükmü bozdu ve hafifletti"

Dostoyevski o anı kardeşine yazdığı mektup ile şöyle anlatır:

"Bugün 22 Aralık. Semionovski Alanı’na götürdüler bizi. Orada hepimize ölüm yazgımız okundu, haçı öptürdüler, başlarımızın üzerinde kılıçlar kırdılar ve en son süsümüz yapıldı (beyaz gömlek giydirildi). Sonra aramızdan üç kişiyi kurşuna dizmek üzere öne çıkardılar. Ben altıncıydım, üçer üçer çağırıyorlardı; bu duruma göre ikinci dizideydim ve birkaç dakikalık ömrüm kalmıştı. Seni anımsadım kardeşim, seni ve bütün aileni, son anda kafamda yalnız sen vardın, o zaman seni ne kadar çok sevdiğimi anladım, benim canım kardeşim. Yanımda duran Plasçev’i, Dourov’u kucaklayacak, onlarla helalleşecek zamanı buldum. En sonunda dur borusu çalındı, kazığa bağlanmış olanları geri getirdiler ve bize, Haşmetmaapları’nın cezamızı bağışladıkları okundu."

İdam emirleri iptal edildi. Çar, tüm hükümlüleri affetti. Ancak devrim planı kuran bu yapılanma cezasız bırakılmadı. İdam cezası yerine 4 yıl kürek mahkûmluğu ve 6 yıl zorunlu askerlik cezasına çarptırıldılar. Bu dört yıllık kürek mahkûmluğu Dostoyevski'nin dönüm noktasıdır.

Kürek Mahkûmluğu

Kürek mahkûmluğu, her iki ayağıda zincirlenmiş haldeyken; -40°C de kar küreme, mermer cilalama, tuğla taşıma gibi en ağır işler demektir. Üstelik incil dışında kitap okumak da yasaktır. Dostoyevski, Suç ve Ceza kavramları ile ilk defa burada karşılaşmıştır. 

Dostoyevski 4 yıllık kürek mahkûmiyetliğinin ardından orduda zorunlu olarak görev aldı ve cezasını tamamladı. Dostoyevski'nin bir dönem ilgi duyduğu ve savunduğu düşünceler başarısız olsa da edebiyatın önemli bir devrimcisi olmayı başardı. Özellikle yaşamış olduğu bu anılar sayesinde eserlerine çok büyük katkılar sağlamıştır. Dostoyevski'nin bundan sonraki dönemi, ikinci yazarlık dönemi olarak adlandırılır. 

Azrailin nefesini ensesinde hisseden Dostoyevski, en kötü şartlarda bile yaşamanın ölmekten daha iyi olduğu kanısına varmıştır. Bu düşünce ikinci yazarlık dönemindeki kitaplarına da yansımıştır. (Suç ve Ceza)

İlk yazarlık döneminde yazdığı kitaplar büyük ilgi toplamadığı gibi, bazı kitapları dönemin ünlü eleştirmenleri tarafından ağır eleştirilere maruz kalmıştır. Günümüzde baş yapıt olarak nitelendirilen çoğu eseri ikinci yazarlık dönemine aittir.

İkinci yazarlık dönemine ait romanları

-Ezilenler (1861)

-Ölüler evinden anılar (1862)

-Yer altından notlar (1864)

-Suç ve Ceza (1866)

-Kumarbaz (1867)

-Budala (1869)

-Ecinniler (1872)

-Delikanlı (1875)

-Karamazov Kardeşler (1881)

Emre AKKAYA
Yönetici / 81 Yazı / 2,5M Okunma

1992 Ankara doğumlu. Yazılımcı ve amatör astronom. Araştırmayı ve bilgi paylaşmayı sever..


Yorum Yap

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

ya da üye olmadan yorum yap ve onaylanmasını bekle.
ÜST