Loading

Yargı Reformu Stratejisi Belgesi Hakkında Bir İnceleme

7188 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin, daha popüler adı ile "Yargı Reformu'nun 1. Paketi" hakkında bir inceleme...

Yargı Reformu Kurulu

Evet, aylardır beklenen Yargı Reformu sürecinin ilk meyvesi olan 7188 Sayılı Ceza Muhakemesi ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 24 Ekim 2019 Perşembe günü 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. Neler getireceğini, neler götüreceğini önümüzdeki süreçte yaşayarak göreceğiz. Peki bu reformun 1. Paketi ile hukuk hayatında neler değişti bunları kısaca inceleyelim.

AVUKATLIK HİZMETLERİNDE KDV ORANI DÜŞÜRÜLDÜ

mahkemeleri, tüketici mahkemeleri ve çocuk mahkemelerinin görev alanına giren davalar ve işler, vesayet davaları ve işleri ile bu davalara bağlı kanun yolları, iş uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuk ve bunlara bağlı ilamlı icra takipleri kapsamında verilecek avukatlık hizmetlerinde KDV yüzde 18’den yüzde 8'e indirildi.

HUKUK FAKÜLTELERİNE GİRİŞTE BAŞARI EŞİĞİ YÜKSELTİLDİ

       YÖK Genel Kurulu, hukuk fakültelerine girişte aranan 190 bin olan başarı sırasını 125 bine düşürdü. Hukuk fakültelerine kabul edilen öğrencilerin başarı sıralarına bakıldığında, devlet üniversitelerinde en düşük başarı sırası 59 bin iken, vakıf üniversitelerindeki en düşük başarı sırası 190 bindir. Türkiye’de hukuk fakültesi bulunan Vakıf Üniversitelerinin sayısı 33 olup, bunlardan yalnızca 14’ünün 2018 YKS başarısı 125 binin üzerindedir. Bu değişiklik, hukuk fakültelerini daha çalışkan ve donanımlı öğrencilerin kazanabilecekleri anlamına gelmektedir. Aynı zamanda devlet üniversitelerindeki hukuk fakülteleriyle, vakıf üniversitesi hukuk fakülteleri arasındaki, eğitimin niteliğini doğrudan etkileyen makas daralmış olacak, bu da öğrenim kalitesindeki yetersizlik nedeniyle tercih edilmeyen üniversitelerin, çalışkan ve bilgili öğrenciler tarafından tercih edebildiği hukuk fakültelerine dönüşmelerine fırsat yaratacaktır.

HUKUK MESLEKLERİNE GİRİŞ SINAVI GETİRİLDİ

      7188 sayılı Kanun madde 5: 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

      “Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı ve İdari Yargı Ön Sınavı

EK MADDE 41- İlgili kanunlarda belirtilen şartlara ilave olarak, hâkim adaylığı sınavına girmek ve avukatlık veya noterlik stajına başlamak için Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavında veya İdari Yargı Ön Sınavında başarılı olmak şarttır.

Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavına, hukuk fakültesinden mezun olanlar ile yabancı bir hukuk fakültesini bitirip de Türkiye’deki hukuk fakülteleri programlarına göre eksik kalan derslerden sınava girip başarılı olmak suretiyle denklik belgesi almış bulunanlar; İdari Yargı Ön Sınavına, hukuk bilgisine programlarında yeterince yer veren siyasal bilgiler, idari bilimler, iktisat ve maliye alanlarında en az dört yıllık yükseköğrenim yapmış veya bunlara denkliği kabul edilmiş yabancı öğretim kurumlarından mezun olanlar girebilir.

Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavında ilgililerin;

  1. a) Anayasa Hukuku,
  2. b) Anayasa Yargısı,
  3. c) İdare Hukuku,
  4. d) İdari Yargılama Usulü,
  5. e) Medeni Hukuk,
  6. f) Borçlar Hukuku,
  7. g) Ticaret Hukuku,
  8. h) Hukuk Yargılama Usulü,

ı) İcra ve İflas Hukuku,

  1. i) Ceza Hukuku,
  2. j) Ceza Yargılama Usulü,
  3. k) İş Hukuku,
  4. l) Vergi Hukuku,
  5. m) Vergi Usul Hukuku,
  6. n) Avukatlık Hukuku,
  7. o) Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi,

ö) Türk Hukuk Tarihi,

alanlarındaki bilgileri ölçülür.

İdari Yargı Ön Sınavında ilgililerin;

  1. a) Anayasa Hukuku,
  2. b) Anayasa Yargısı,
  3. c) İdare Hukuku,
  4. d) Türk İdari Teşkilatı,
  5. e) İdari Yargılama Usulü,
  6. f) Medeni Hukuk,
  7. g) Borçlar Hukuku (Genel hükümler),
  8. h) Ticari İşletme ve Şirketler Hukuku,

ı) Hukuk Yargılama Usulü,

  1. i) Ceza Hukuku (Genel hükümler),
  2. j) Ceza Yargılama Usulü,
  3. k) Vergi Hukuku,
  4. l) Vergi Usul Hukuku,
  5. m) Maliye ve Ekonomi,
  6. n) İmar ve Çevre Hukuku,
  7. o) Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi,

alanlarındaki bilgileri ölçülür.

Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı yılda en az bir defa, İdari Yargı Ön Sınavı ise iki yılda en az bir defa olacak şekilde Adalet Bakanlığı ile imzalanacak protokole göre Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı tarafından yapılır.

Sınavlar test şeklinde yapılır. Sınavlarda çoktan seçmeli en az yüz soru sorulur ve yüz puan üzerinden en az yetmiş puan alanlar başarılı sayılır.

Sınavların yapılma şekli ile sınavlara ilişkin diğer hususlar Hâkimler ve Savcılar Kurulu, Yükseköğretim Kurulu, Türkiye Barolar Birliği ve Türkiye Noterler Birliğinin görüşü alınarak Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.

Bu maddenin uygulanmasında hâkimlik, savcılık, avukatlık ve noterlik meslekleri hukuk mesleği olarak kabul edilir.”

AVUKATIN ZORUNLU KATILIMI İLE SERİ MUHAKEME USULÜ GETİRİLDİ

      Bu değişiklikle, asliye cezalık işlerin önemli bir kısmını teşkil eden suçlarda, avukatla temsil edilen şüphelinin, Cumhuriyet savcısıyla anlaşma yapması usulü getirildi. Buna göre savcı, şüpheliye seri muhakeme usulü uygulanmasını teklif edecek. Eğer şüpheli avukat huzurunda bunu kabul ederse bu usul uygulanacak. Bunun üzerine Cumhuriyet Savcısı suçun alt ve üst sınırı arasında belirleyeceği temel cezadan yarı oranında indirim yapmak suretiyle yaptırımı belirleyecek, gerekirse cezayı erteleme kapsamına alabilecek.

      Bu değişiklik bir yandan dava sayılarını azaltırken, diğer yandan avukatlara on binlerce yeni iş imkânı sağlayacaktır. Ceza avukatlığında kaliteyi yükseltecek olan bu sistemle meslek içi eğitimlerde ceza avukatlığına ağırlık verilmesi zorunluluğu doğmuştur.

      7188 sayılı Kanun madde 23: 5271 sayılı Kanunun mülga 250 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

      “Seri muhakeme usulü

MADDE 250- (1) Soruşturma evresi sonunda aşağıdaki suçlarla ilgili olarak kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği takdirde seri muhakeme usulü uygulanır:

a) Türk Ceza Kanununda yer alan;

  1. Hakkı olmayan yere tecavüz (madde 154, ikinci ve üçüncü fıkra),
  2. Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması (madde 170),
  3. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma (madde 179, ikinci ve üçüncü fıkra),
  4. Gürültüye neden olma (madde 183),
  5. Parada sahtecilik (madde 197, ikinci ve üçüncü fıkra),
  6. Mühür bozma (madde 203),
  7. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (madde 206),
  8. Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (madde 228, birinci fıkra),
  9. Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması (madde 268),

suçları.

b) 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 13 üncü maddesinin birinci, üçüncü ve beşinci fıkraları ile 15 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen suçlar.

c) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 93 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen suç.

d) 13/12/1968 tarihli ve 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde belirtilen suç.

e) 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun ek 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde belirtilen suç.

(2) Cumhuriyet savcısı veya kolluk görevlileri, şüpheliyi, seri muhakeme usulü hakkında bilgilendirir.

(3) Cumhuriyet savcısı tarafından seri muhakeme usulünün uygulanması şüpheliye teklif edilir ve şüphelinin müdafii huzurunda teklifi kabul etmesi hâlinde bu usul uygulanır.

(4) Cumhuriyet savcısı, Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen hususları göz önünde bulundurarak, suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında tespit edeceği temel cezadan yarı oranında indirim uygulamak suretiyle yaptırımı belirler.

(5) Dördüncü fıkra uyarınca sonuç olarak belirlenen hapis cezası Cumhuriyet savcısı tarafından, koşulları bulunması hâlinde Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesine göre seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya 51 inci maddesine göre ertelenebilir.

(6) Bu maddeye göre belirlenen yaptırımlar hakkında, Cumhuriyet savcısı tarafından, koşulları bulunması hâlinde 231 inci madde kıyasen uygulanabilir.

(7) Bu madde kapsamında yaptırım uygulanması, güvenlik tedbirlerine ilişkin hükümlerin uygulanmasına engel teşkil etmez.

(8) Cumhuriyet savcısı, şüpheli hakkında seri muhakeme usulünün uygulanmasını yazılı olarak görevli mahkemeden talep eder. Talep yazısında;

a) Şüphelinin kimliği ve müdafii,

b) Mağdur veya suçtan zarar görenlerin kimliği ile varsa vekili veya kanuni temsilcisi,

c) İsnat olunan suç ve ilgili kanun maddeleri,

d) İsnat olunan suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,

e) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,

f) İsnat olunan suçu oluşturan olayların özeti,

g) Üçüncü fıkrada belirtilen şartların gerçekleştiği,

h) Belirlenen yaptırım ile beşinci ve altıncı fıkra uygulanmış ise bunlara ilişkin hususlar ve güvenlik tedbirleri,

gösterilir.

(9) Mahkeme, şüpheliyi müdafii huzurunda dinledikten sonra üçüncü fıkradaki şartların gerçekleştiği ve eylemin seri muhakeme usulü kapsamında olduğu kanaatine varırsa talepte belirlenen yaptırım doğrultusunda hüküm kurar; aksi takdirde talebi reddeder ve soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyayı Cumhuriyet başsavcılığına gönderir. Mazeretsiz olarak mahkemeye gelmeyen şüpheli, bu usulden vazgeçmiş sayılır.

(10) Seri muhakeme usulünün herhangi bir sebeple tamamlanamaması veya soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi hâllerinde, şüphelinin seri muhakeme usulünü kabul ettiğine ilişkin beyanları ile bu usulün uygulanmasına dair diğer belgeler, takip eden soruşturma ve kovuşturma işlemlerinde delil olarak kullanılamaz.

(11) Suçun iştirak hâlinde işlenmesi durumunda şüphelilerden birinin bu usulün uygulanmasını kabul etmemesi hâlinde seri muhakeme usulü uygulanmaz.

(12) Seri muhakeme usulü, yaş küçüklüğü ve akıl hastalığı ile sağır ve dilsizlik hâllerinde uygulanmaz.

(13) Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle şüpheliye ulaşılamaması hâlinde, seri muhakeme usulü uygulanmaz.

(14) Dokuzuncu fıkra kapsamında Cumhuriyet savcısının talebi doğrultusunda mahkemece kurulan hükme itiraz edilebilir.

(15) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”

 

CEZA MUHAKEMESİNDE BASİT YARGILAMA USULÜ GETİRİLDİ

      Bu değişiklik çerçevesinde, asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı 2 yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilecek.

      Basit yargılama yönteminde asliye ceza mahkemesinin duruşma açmadan verdiği hükme itiraz edilmesi halinde mahkemenin itiraz edilen hükmü iptal ederek duruşmalı yargılama yapması zorunludur.

      Ceza muhakemesinde bu yargılama usulü dosya üzerinden yapılacağı için sanıklar kendilerini bir müdafi yardımından yararlanma konusunda zorunlu göreceklerdir.

      7188 sayılı Kanun madde 24: 5271 sayılı Kanunun mülga 251 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

      “Basit yargılama usulü

MADDE 251- (1) Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.

(2) Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece iddianame; sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenir. Tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilir. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilir.

(3) Beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkemece duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın, Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesi dikkate alınmak suretiyle, 223 üncü maddede belirtilen kararlardan birine hükmedilebilir. Mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.

(4) Mahkemece, koşulları bulunması hâlinde; kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya hapis cezası ertelenebilir ya da uygulanmasına sanık tarafından yazılı olarak karşı çıkılmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.

(5) Hükümde itiraz usulü ile itirazın sonuçları belirtilir.

(6) Mahkemece gerekli görülmesi hâlinde bu madde uyarınca hüküm verilinceye kadar her aşamada duruşma açmak suretiyle genel hükümler uyarınca yargılamaya devam edilebilir.

(7) Basit yargılama usulü, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik hâlleri ile soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar hakkında uygulanmaz. 

(8) Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz.”

 

TEMYİZ EDİLEBİLECEK KARARLARIN KAPSAMI GENİŞLETİLDİ

      Buna göre, hakaret, cumhurbaşkanına hakaret, halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit, suç işlemeye tahrik, suçu ve suçluyu övme, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama, kanunlara uymamaya tahrik, devletin egemenlik alametlerini aşağılama, Türk Milleti’ni, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama, silahlı örgüt, halkı askerlikten soğutma, Terörle Mücadele Kanunu’nun 6’ncı maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası ile 7’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlar, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 28 inci maddesinin birinci fıkrası, 31’inci maddesi ve 32’nci maddesinde yer alan suçlarda verilen hükümler bölge adliye mahkemeleri ceza dairelerinde kesinleşmeyecek. Bu suçlara ilişkin verilen kararlara karşı Yargıtay’a temyiz başvurusu yapılabilecek.

      Bu düzenlemenin en önemli sonucu, temyiz mahkemesi Yargıtay’ın katalogdaki suç türlerinde içtihat yaratması ve böylece düşünce özgürlüğünü güvence altına alma imkânının yeniden doğmuş olmasıdır.

      Ayrıca istinaf yargılamasının üzerine gelen temyiz kanun yolu, meslektaşlarımıza yeni iş imkânları yaratacaktır.

      7188 sayılı Kanun madde 29: 5271 sayılı Kanunun 286 ncı maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(3) İkinci fıkrada belirtilen temyiz edilemeyecek kararlar kapsamında olsa bile aşağıda sayılan suçlar nedeniyle verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları temyiz edilebilir:

a) Türk Ceza Kanununda yer alan;

  1. Hakaret (madde 125, üçüncü fıkra),
  2. Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit (madde 213),
  3. Suç işlemeye tahrik (madde 214),
  4. Suçu ve suçluyu övme (madde 215),
  5. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (madde 216),
  6. Kanunlara uymamaya tahrik (madde 217),
  7. Cumhurbaşkanına hakaret (madde 299),
  8. Devletin egemenlik alametlerini aşağılama (madde 300),
  9. Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama (madde 301),
  10. Silâhlı örgüt (madde 314),
  11. Halkı askerlikten soğutma (madde 318),

suçları.

b) Terörle Mücadele Kanununun 6 ncı maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası ile 7 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlar.

c) Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28 inci maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesi ve 32 nci maddesinde yer alan suçlar.”

BELLİ KIDEMİN ÜZERİNDEKİ AVUKATLARA YEŞİL PASAPORT HAKKI TANINDI

      15 yıl kıdemi bulunan avukatlara, Türk Ceza Kanunu’nda belirtilen suçlar ile Terörle Mücadele Yasası kapsamına giren suçlardan soruşturma ve kovuşturma açılmamış olması koşuluyla eş ve çocukları da dâhil olmak üzere vize kolaylığı sağlayan hususi damgalı pasaport (yeşil pasaport) verilebilecektir.

      7188 sayılı Kanun madde 1: 15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanununun 14 üncü maddesinin (A) fıkrasına üçüncü paragraftan sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Baro levhasına yazılı olan ve en az on beş yıl kıdemi bulunan avukatlara, haklarında 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan dolayı soruşturma veya kovuşturma bulunmaması kaydıyla hususi damgalı pasaport verilebilir. Buna ilişkin usul ve esaslar, Dışişleri Bakanlığı ile Adalet Bakanlığının olumlu görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir.”

 

HUKUK FAKÜLTESİ OLMAYANLARA İDARİ HÂKİM ADAYLIĞINDA SINIRLAMA GETİRİLDİ

     Değişiklik çerçevesinde, idari yargı hâkim adaylığına hukuk fakültesi mezunu olmayanlar arasından atananların sayısı, her dönemde atanacak toplam aday sayısının yüzde 20’sini geçemeyecektir.

     7188 sayılı Kanun madde 9: 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin ikinci paragrafında yer alan “bulunmak ya da bakanlığın ihtiyaç durumuna göre belirleyeceği diğer alanlarda” ibaresi “bulunmak, hukuk fakültesinden mezun olanlar dışından alınacak adaylar bakımından, her dönemde alınacak aday sayısının yüzde yirmisini geçmemek üzere, hukuk bilgisine programlarında yeterince yer veren siyasal bilgiler, idari bilimler, iktisat ve maliye alanlarında” şeklinde değiştirilmiş ve fıkranın mülga (e) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“e) Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı veya İdari Yargı Ön Sınavında başarılı olmak,”

İDARİ YARGI ÖN SINAVI GETİRİLDİ

     İdari Yargı Hâkimliği Sınavı’na başvuruda bulunmak isteyen adaylar için İdari Yargı Ön Sınavı uygulaması getirildi. İdari Yargı Ön Sınavı’nın konu başlıkları ağırlıklı olarak hukuk fakültelerinin müfredatı esas alınarak belirlendi.

BÖLGE İDARE MAHKEMESİ DAİRELERİ KARARLARI ARASINDAKİ UYUŞMAZLIKLAR 3 AY İÇİNDE KARARA BAĞLANACAK

     Bu değişiklikle; aynı veya farklı bölge idare mahkemesi dairelerince benzer olaylarda verilen kesin nitelikteki kararlar arasındaki aykırılık veya uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin gerekçeli istemler, uyuşmazlığın konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri kurullarınca 3 ay içinde karara bağlanacak.

     7188 sayılı Kanun madde 7: 6/1/1982 tarihli ve 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 3/C maddesinin dördüncü fıkrasının (c) bendinde yer alan “Danıştay Başkanlığına iletmek.” ibaresi “Danıştaydan bu konuda karar verilmesini istemek.” şeklinde ve beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“5. Dördüncü fıkranın (c) bendine göre yapılacak istemler, konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna iletilir. İlgili dava daireleri kurulunca üç ay içinde karar verilir. Aykırılık veya uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.”

MAĞDUR HAKLARI GÜÇLENDİRİLDİ

     Değişiklikle özellikle cinsel saldırı ve çocukların cinsel istismarına ilişkin davalarda mağdur hakları güçlendirildi. Buna göre Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından sanık ile yüz yüze gelmesinde sakınca bulunduğu değerlendirilen çocuk veya mağdurların ifade ve beyanları özel ortamda, uzmanlar aracılığıyla alınacak. Bu çerçevede mağdurlar, adli görüşme odalarında, baskıya maruz kalmadan ifade verebilecek.

İNTERNET SİTELERİNE DEĞİL, İÇERİĞE ENGELLEME

     İnternet sitelerine yönelik verilen erişime engelleme kararlarında, içeriğe erişimi engelleme yöntemi uygulanacak. Site değil, ilgili içerik engellenecek.

SORUŞTURMA AŞAMASINDA TUTUKLULUK SÜRELERİ DÜŞÜRÜLDÜ

     Soruşturma aşamasında, ağır ceza mahkemesi alanına girmeyen suçlarda tutukluluk süresi 6 ayı geçemeyecek. Ağır ceza mahkemesi alanına giren suçlarda ise bu süre en fazla 1 yıl olacak. Devlete karşı işlenen suçlarla, Terörle Mücadele Yasası kapsamındaki suçlarda tutukluluk süresi en fazla 1 yıl 6 ay olacak ve 6 aylığına bir kez uzatılabilecek. 15 yaşından küçüklerin işlediği suçlarda bu süreler yarı oranında, 18 yaşından küçüklerin işlediği suçlarda ise dörtte üç oranında uygulanacak.

     7188 sayılı Kanun madde 18: 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 102 nci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“(4) Soruşturma evresinde tutukluluk süresi, ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işler bakımından altı ayı, ağır ceza mahkemesinin görevine giren işler bakımından ise bir yılı geçemez. Ancak, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve toplu olarak işlenen suçlar bakımından bu süre en çok bir yıl altı ay olup, gerekçesi gösterilerek altı ay daha uzatılabilir.

(5) Bu maddede öngörülen tutukluluk süreleri, fiili işlediği sırada on beş yaşını doldurmamış çocuklar bakımından yarı oranında, on sekiz yaşını doldurmamış çocuklar bakımından ise dörtte üç oranında uygulanır.”

HABER VERME SINIRLARINI AŞMAYAN AÇIKLAMALAR SUÇ OLMAYACAK

     Terörle Mücadele Yasası’nda yapılan değişiklikle, haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaların suç oluşturmayacağı hükme bağlandı.

     7188 sayılı Kanun madde 13: 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7 nci maddesinin ikinci fıkrasına üçüncü cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.”

ÜÇ YIL VE ALTI HAPİS CEZASI GEREKTİREN SUÇLARDA ERTELEME İMKÂNI

     Uzlaştırma ve ön ödeme kapsamındaki suçlar hariç, cumhuriyet savcısı, üst sınırı 3 yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine karar verebilecek.

     Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar, kamu görevlisi tarafından veya kamu görevlisine karşı işlenen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ise kapsam dışında tutulacak.

     7188 sayılı Kanun madde 19: 5271 sayılı Kanunun 171 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, üçüncü fıkrasında yer alan “, uzlaşmaya ilişkin hükümler saklı kalmak üzere” ibaresi madde metninden çıkarılmış, fıkranın (d) bendinde yer alan “uğradığı zararın,” ibaresi “uğradığı ve Cumhuriyet savcısı tarafından tespit edilen zararın,” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(2) Uzlaştırma ve önödeme kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, Cumhuriyet savcısı, üst sınırı üç yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine karar verebilir. Suçtan zarar gören veya şüpheli, bu karara 173 üncü madde hükümlerine göre itiraz edebilir.”

“(6) Bu madde hükümleri;

a) Suç işlemek için örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar,

b) Kamu görevlisi tarafından görevi sebebiyle veya kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen suçlar ile asker kişiler tarafından işlenen askerî suçlar,

c) Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar,

hakkında uygulanmaz.”

Berkay Özdemir
Standart Üye / 2 Yazı / 16,6K Okunma

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'19 Hukuk Tarihi'nde akademisyen olmaktan başka düşüncem yoktur. Göktürkçe bilirim.


Yorum Yap

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

ya da üye olmadan yorum yap ve onaylanmasını bekle.
ÜST