Loading

Stanford Hapishanesi Deneyi

Sınırsız güç verilen biri her halükarda diktatörleşir mi? Toplumun verdiği kimliğe adapte olmaya ne kadar uygunuz?

Stanford hapishanesi deneyi mahkümu

Merhaba sevgili Bilgeyik okurları, bugün Stanford hapishane deneyini ve sonuçlarını tartışacağız. Dünyanın en iyi insanına bile sınırsız güç verdiğinizde nasıl birine dönüşebileceğini kestirebiliyor musunuz? Peki sizce toplumdaki bazı sıfatları taşıyan insanların davranışları hemen hemen aynı mı? Toplumun bizlere verdiği kimliğe kısa sürede bile adapte olabilir miyiz? Kötü olmak insan için doğal mı? 

1933 doğumlu ünlü psikoloji profesörü Philip Zimbardo, Stanford üniversitesi öğrencileri ile yukarıdaki soruların cevaplarını bulmak için günümüzde hala daha tartışılan bir deney yaptı; Stanford hapishanesi deneyi. İlk önce 70 kişilik gruptan 24 kişi seçtiler ve 24 kişi arasından da tamamen tesadüfi olarak mahkum ve gardiyan rollerini dağıttılar. Gerçekçiliği artırabilmek için Philip Zimbardo polisle anlaştı; mahkumlar günlük yaşamlarının ortasındayken polis tarafından tutuklandı, normal bir suçluya yapılan bütün işlemler, parmak izi, profil fotoğrafı vs. yapıldı ve mahkumlar Stanford üniversitesi psikoloji bölümünün bodrum katındaki sahte hapishaneye atıldılar. 

Deneye katılan öğrencilerle Zimbardo'nun anlaşması basitti; gardiyan görevi verilenler şiddet uygulamadan kurabildikleri kadar otorite kuracak, mahkumlar ise her halükarda gardiyanların sözünden çıkmayacak. Gardiyanlar gardiyan kıyafeti mahkumlar mahkum kıyafeti giydi, gardiyanlar ve mahkumlar arasındaki iletişimi engellemek adına mahkumlara aynalı gözlük taktırıldı. Her bir suçluya 4 haneli bir numara verildi, mahkumlar isimleriyle değil bu numaralar ile çağrıldı.

İlk gün her şey sorunsuz giderken daha ikinci gün sorunlar çıkmaya başladı. İlk hücrede kalan 3 mahkum, ranzalarını kapıya dayadı, kıyafetlerini çıktı ve gardiyanlara karşı koydu. 3 gün önce normal birer öğrenci olan 24 kişinin yarısı gardiyan rolüne, diğer yarısı da mahkum rolüne adapte olmuştu. Gardiyanlar ellerindeki güçle otoriterleşmeye, mahkumlar ise karşı koymaya başlamıştı. Gardiyanlar, isyana katılanlara ağır cezalar verirken, mesela onları yorgansız yatakta yatmaya zorlamak gibi, isyana katılmayanları ödüllendirdiler. Deneyden 1.5 gün sonra, daha ikinci gün bitmeden 8612 numaralı mahkum Zimbardo'nun kararıyla salıverildi. Zimbardo bu olayı şöyle anlatıyor:

"8612 numaralı mahkum delice davranmaya başladı; bağırıyor, çığlık atıyor, küfrediyor ve kontrolsüz öfke nöbetleri geçiriyor. Onun psikolojisinin gerçekten bu hale gelmesini kabullenmemiz epey bir zaman aldı ve sonunda onu salma kararı verdik."

Aşağıda bir isyanın gardiyanlar tarafından bastırılma görüntülerini görebilirsiniz.

Zaman geçtikçe gardiyanlar daha fazla otoriterleşiyor, mahkümların ise bir kısmı daha fazla karşı koymaya bir kısmı ise daha fazla itaat etmeye başlıyordu. başlangıçta 2 hafta olarak planlanan deney, mahkum-gardiyan ilişkisi yüzünden 6. günün sonunda Zimbardo'nun kararıyla bitirildi. Deneyden çıkarılan sonuçlar şaşırtıcı oldu, bilim camiasında çokça konuşuldu. Daha 1 hafta  önce üniversite öğrencisi olan ve yıllardır toplumda öğrenci kimliği taşıyan mahkumlar, nasıl oldu da yine kendileri gibi öğrencilere gerçek birer suçlu gibi davrandılar? Gerçek suçlu olsalar bile yaptıkları doğru muydu?

Bu deneyden çıkarmamız gereken belki de en önemli sonuç şudur; her ne olursak olalım genlerimiz vücudumuzda var, bazı özelliklerimizi değil yüzlerce, binlerce yıl bile törpülemeye çalışsak başarısız olacağız. İyisi mi, onunla yaşamaya alışalım. Onun varlığını inkar etmek ne onu ne de onun sonuçlarını yok eder, oysa varlığını kabul etmekle başlayabiliriz. Bir diğer önemli sonuçta kanımca şudur ki; toplumsal anlaşmalarla bir arada yaşayan toplumlarda, herhangi bir kişiye, bir zümreye veya gruba, herhangi bir kuruma sınırsız güç verilmemesi gerekliliği. Yazıyı Thomas Hobbes'in bir sözüyle bitirmek istiyorum; "Malus puer robustus.", yani "Güçlü çocuk yaramaz olur."

Emircan Tepe
Redaktör / 48 Yazı / 713,7K Okunma

Okurum, düşünürüm, sorarım, tartışırım, eleştiririm, yazarım, paylaşırım...

 

 


Yorum Yap

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

ya da üye olmadan yorum yap ve onaylanmasını bekle.
ÜST