Loading

Genişleyen Evren Teorisi Nedir ?

Big Bang

Herkesin bildiği gibi içinde yaşadığımız Evren genişliyor. Buna en iyi kanıt, gökadaların ve gökada gruplarının gittikçe birbirinden uzaklaşmasıdır. Bu genişleme, daha öncede bahsettiğim gibi büyük patlamayla alakalı. Yani Evrenin 14 milyar yıl ( bu sayı bazı kaynaklarda 13,5 milyar yıl olarak kabul edilmektedir.) önce oluştuğu, 'Big Bang' olarak adlandırılan çok soğuk ve yoğun olaydan beri devam ediyor. 

Evrenin genişlemesini tam olarak ne anlama geldiğini anlatmak, somut örneklerle daha kolay hale geliyor. Örnek vermek gerekirse, uzayı; bir boyutlu elastik bir ip olarak düşünelim. Uzayda hareket eden cisimler, ileriye ya da geriye doğru yol alırken elastik ip esneyerek uzar. Ancak cisimlerin uzunluğu değişmez. Benzer biçimde uzayı da her yöne esneyen elastik bir düzlem gibi düşünebiliriz. Uzay genişlerken cisimler arasındaki mesafe artar ancak cisimlerin boyutları değişmez. 

Buna başka bir örnek olarak da, durgun bir suda oluşan dairesel su dalgalarını verebiliriz. Taşı suya attığınız anda ki sıçramayı ''büyük patlamaya'', sürekli genişleyen su dalgalarını sonraki sürece yani ''Evrenin evrimine'' benzetebiliriz. 

Genişleyen Evren teorisini destekleyen bulgular vardır. Bunlardan en önemlisi, yukarıda bahsettiğim gökadaların gözlemlenmesi sonucu oluşmuştur. 1929'da Edwin HUBBLE yaptığı gözlemler sonucunda istisnasız her yöndeki uzak gök cisimlerinin Dünya'dan uzaklaştığını ve Dünya'ya olan mesafe arttıkça uzaklaşma hızının arttığını gözlemledi. Tabi bütün bunlarla beraber insanların aklında pek çok soru belirdi. Hadi birkaçına bakalım. 

Evrenin Merkezi Neresidir?

Evrenin merkezi yoktur, çünkü evrenin kenarı yoktur. Zaten bu bulgular doğrultusun da "Evren genişliyor" diyebiliyoruz.

Büyük Patlamadan Önce Ne Vardı? 

Uzay ve zaman Büyük Patlama'da yaratılmıştır. Bazı kuramlar, evrenin sürekli olarak yaratılan sonsuz evrenlerin ("çoklu evren") bir parçası olduğu önermesinde bulunur. Bu olasıdır, ancak şuan için ispatlanması çok zordur.

   

Eğer Evren 14 Milyar Yıl Yaşındaysa Gökadalar 14 Milyar Işık Yılından Daha Uzağa Nasıl Gidebilmişlerdir?

Evrendeki herhangi bir yerel noktada hiçbir şey ışıktan daha hızlı hareket edemese de, bu, evrenin tamamı için doğru değildir. Uzayın ne kadar hızlı genişleyeceği konusunda herhangi bir sınır yoktur. 

Gökadaları, uzayı temsil eden esnek bir tabaka üzerinde duran toplar şeklinde hayal edebiliriz. Eğer tabakayı gerersek toplar birbirinden uzaklaşır. Birbirine yakın olan toplar birbirinden yavaşça uzaklaşacaktır. Birbirinden uzak olan toplar ise, birbirlerinden daha çabuk uzaklaşıyorlarmış gibi görünecektir.

Toplardan birinin üzerinde yaşayanlar, kendi toplarını durağan olarak göreceklerdir. Bu kişiler, yakındaki topların yavaşça uzaklaştığını ve uzaktaki topların hızla uzaklaştıklarını göreceklerdir. Çok uzaktaki toplar (ufkun ötesindekiler) ışık hızından daha hızlı uzaklaşıyor olabilir; ancak bu kişiler onları göremez, yerel olarak evrenin kendi bulundukları bölümünde hiçbir şey ışık hızından daha hızlı hareket edemez.

Büyük Patlama Bizden Önceki Evrenin Çöküşü Olabilir Mi? 

Sürekli çöküp sonra tekrar genişleyen evren modellerine salınımlı (oscillating) evren modeli deniyor. Bu modele göre evren genişler sonra genişlemesi yavaşlayıp çökmeye başlar ve çöktükten sonra tekrar genişler ve aynı işlem sürekli devam eder. Ancak Evrenimizin bu modele uymadığını düşünmemiz için iki sebep vardır: ilki evrenler genişleyip çöktükçe entropinin sürekli artmasıdır. Eğer Evrenimiz sonsuzdan beri çöküp tekrar genişliyor olsaydı Evrenin entropisinin maksimum değerinde veya ona çok yakın bir değerde olmasını beklerdik fakat durum böyle değildir. Bu nedenle salınımlı evren modeli doğru olsa bile mutlaka salınımın başladığı ve entropinin en az olduğu bir ilk an olmak zorundadır. İkinci sebep ise son yıllarda yapılan gözlemlerin Evrenimizin çökmüyor aksine gittikçe hızlanarak genişliyor olduğunu göstermesidir. 

Evren Neyin İçinde Genişliyor?

Cevap: Hiçbir şeyin içerisinde. Çünkü genişleyen şey Evrenin içindeki bir madde değil Evrenin kendisidir. Bu cevap insanlara yeterli ve sezgilere uygun gelmez çünkü günlük hayatta da alıştığımız üzere bir şeyin genişlemesi o şeyin genişlemesi için bir alan, dolayısıyla uzay olmasını gerektirir ancak uzayın kendisi için böyle bir şey geçerli değildir. Evrenin hiçbir şeyin içerisinde olmadığı halde genişlemesinin sezgilerimize ters gelmesinin sebebi Evren’in kendisini günlük hayatta gördüğümüz herhangi bir nesne gibi dışarıdan bakarak düşünmemizdir. Halbuki Evrenin içerisinden bakarak düşünürsek sezgilerimize ters gelen hiçbir şey yoktur.

Gözde Tutku DOĞRU
Yazar / 11 Yazı / 69,8K Okunma

1999 yılında İstanbul'da doğdum. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi İngilizce Fizik Bölümünü üçüncülük ile bitirdim. Tezimi ise Ötegezegenler üzerine yaptım. Fizik alanında kendimi geliştirmek için araştırmalar yapıyorum ve ilgi alanım Astronomi ve Astrofizik olduğu için Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde “Fizik ve Astronomi Öğrenci Topluluğu” adında yeni bir topluluk kurdum. Ayrıca eğitim geçmişimi desteklemek için birçok eğitim ve konferansa katılıyorum. Sosyal hayat açısından amatör olarak tiyatroyla ilgileniyorum. Ayrıca farklı yöntemlerle teknik çizim yapmayı seviyorum. Fizik, Astronomi ve Astrofizik ile ilgili dergi ve bloglar okuyorum. Bu nedenle bazı bloglar da yazmaya başladım. Ayrıca eski lisanslı voleybolcuyum. Spor aktiviteleri yapmaktan ve kamp yapmaktan hoşlanırım. Yeni insanlarla tanışmayı, onların kültürlerini tanımayı, müzik dinlemeyi ve film izlemeyi çok seviyorum.


Yorum Yap

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

ya da üye olmadan yorum yap ve onaylanmasını bekle.
ÜST