Loading

Homo Galacticus

Uzay, İnsanları Nasıl Şekillendirecek?

Astronot

İnsan evrimi bilim ve teknoloji, durağan olan çevreler nedeniyle karmaşık yapıdadır. Biliyorsunuz ki uzayda olan ortam, milyonlarca yıldır evrimleştiğimiz ortamdan çok farklı. Ya insanoğlu uzaya adapte olamazsa? 

Diyelim uzay ortamına adapte olduk peki yeni hayatlar bulmak için Dünya’yı terk eden insan nesline ne olurdu? 

 

 

 

 

 

 

 

 

Doğal Seleksiyon

On yıllardır, insanlığın bu potansiyel dönüşümü spekülatif kurgu için verimli bir zemin olmuştur. Hayal edilen ve gerçekleşen teknolojiler sayesinde daha uzun yaşam sürmekteyiz.

Rice Üniversitesi’nde evrimci biyolog  Scott Solomon, devam etmekte olan insan evrimi hakkında yazdığı bir kitapta insanlığın gelecekte nasıl evrim geçirebileceği konusunda uzun bir yazı yazdı. Ona göre, Dünya’dan göç etmek bizi mutlaka değiştireceği yönünde.

Bilim kurgu romanı yazarı olan James S.A.Corey'in son derece popüler olan The Expanse serisinde ve Robert Heinlein'in The Moon'u, yer çekiminin kısıtlamalarından uzakta, insanların doğal olmayan uzun boyu, kırılgan kemikli yaratıklar olarak evrimleşeceğini yazmıştır.

ScienceAlert’e göre ise Evrimsel değişim meydana gelmesi için, genetik varyasyon ve doğal seçilim gerektiği yönünde olduğudur.

Uzay Bize Zarar Verecek mi?

Uzayın bize zarar vereceği kesin bir görüştür. Biliyorsunuz ki astronotların, uzaya gittiği zaman fiziksel olarak değişim göstermekte. Bu mikro yer çekimindeki kemik kaybını düzeltmek yıllar almakta.

Auckland Üniversitesi’nde tıp bilimcisi olan Kira Bacal: “Son derece hızlı bir zaman çizelgesinde gerçekleşen bazı şeyler var. Örneğin baroreseptör refleksi. (Bu refleks dış değişikliklere göre kan basımcımızı düzenler). Mikro yer çekiminde, bu refleks hemen bozulduğu için ihtiyacımız yoktur.

Mikro yerçekiminde zamanla değişenler arasında kemik yoğunluğu kaybı da vardır. Yerçekimi olmadan, kemiklerimiz sürekli stres altında olacağından Osteoporoz ( kemik erimesi ) oranının yaklaşık 10 katı kadar bir değer kaybına uğrar.

Kemik erimesi ve baroresptör refleksi kaybı dışında, gözde ve beyindeki mikro yapısal değişiklikler hatta bağırsak mikro biyotası'nda değişiklikler vardır.

Bu fizyolojik değişiklikler bize uzay yolculuğu yapan insanların evrimini şekillendirebilecek çevresel baskılar hakkında fikir vermektedir.

Doğal Seçilim ve Çevremiz

Solomon’un Future Humans adlı kitabında hastalık direnci ve yüksek rakımlarda oluşan düşük oksijen seviyelerine adaptasyon adında ayrıntılı olarak iki yeni örnek sunmuştur.

Bu örneklere göre modern insan popülasyonlarında üreme zamanlamasının evrimleştiğini ve genellikle insanlar için şaşırtıcı bir şekilde geliştiğini ortaya çıkarmıştır.

Bunların dışında kültür, teknoloji ve doğal seçilim uzay yolculuğu için de önemli olacak.

Kurucu Etkisi

Solomon’un dediği gibi “ Kurucu olan insanlar, uzayda insan nüfusunun uzun vadeli karakteri üzerinde çok önemli olacaktır.”

Belki de gerçek bir uzay yolculuğu yapan bir tür haline gelmeyebiliriz. Güneş sisteminden şuan ayrılmamız pek mümkün gözükmüyor. İnsanlığın gelecek yüzyıllarda gideceği yerler milyonlarca yıldır evrim geçirdiğimiz gezegenimizden tamamen farklılar. Bu farklılıklar insanlığın evriminde yeni yol olabilir.

Elimizdeki teknoloji, nasıl seyahat edeceğimiz ve biz dünyalı insanların kimlerin gideceği hakkında verdiği kararlar da öyle olacak. Ancak tüm farklılıklar gözle görülür olmayacak Solomon’a göre bu değişimlerin çoğu vücut içinde gerçekleşecek şeyler olduğu, bazılarının ise fiziksel olacağı, fakat en büyük değişikliğin içsel değişiklik olacağını ön görmüştür.

 

KAYNAK: https://www.sciencealert.com/homo-galacticus-how-space-will-shape-the-humans-of-the-future

Yağız Bayrakçı
Yazar / 11 Yazı / 57,6K Okunma


Yorum Yap

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

ya da üye olmadan yorum yap ve onaylanmasını bekle.
ÜST