Loading

Vücut dilinin en estetik hali: Dans

dans eden illüstrasyonlar

Dans, en eski çağlardan beri sanatın  önemli bir parçasıdır. İnsanlar başlarda içlerinden gelen duygularına uyarak hiç bir estetik olmadan dans etmeye başlamıştır. Belki bunu dans olarak bile adlandıramayız ama vücudun özgürce hareket ettiği her ritmik durum bizler için dansın bir yansıma halidir.
 
Tam olarak dansın ilk çıkış dönemi saraylarda başlamıştır.
 
Pavane Dansı
 
Tarihsel olarak ilk dans türü 1500-1600 yılları arasında ortaya çıkan -ilginç ama adını tavuskuşunun İspanyolcasından alan- 'Pavane' dansıdır. Uygarlıklar geliştikçe birçok dans türü ortaya çıkmış ve zamanın şartlarından fazlasıyla etkilenmiştir. Eğlence için dans etmek ilk olarak Mısır'da gerçekleşmiştir. İlk Hristiyanlar da dansı Tanrı'ya tapınma aracı olarak kullanmışlardır. Şimdilerde de kilise ayinlerinde müzikle birlikte zaman zaman yapılabilmektedir.
 
 
Günümüzde fazlasıyla dikkat çeken ve sanatsal olarak önem taşıyan Modern Dans 1900'lü yıllarda baleye karşı oluşan tepkiye karşı ortaya çıkmıştır. Öncüsü ise İsadora Duncan'dır. Modern dans duyguların en özgür ve rahat ifade edildiği dans biçimidir diyebiliriz. Dansçı kendi duygularını ifade ederken, aynı zamanda benzer duyguları izleyici kendisi de yaşar.
 
İsadora Duncan. Modern dans öncüsü
 
 
 
 
 
Ama günümüzde dansın bu kadar önem kazanmasının en önemli sebeplerinden biri bale sanatıdır. Kitle iletişimde televizyon ekranlarında 1955 yılında ilk olarak yayınlanan bale gösterisi olan 'Uyuyan Güzel' ünlü balerin Dame Margot Fonteyn tarafından sergilenmiştir. Zaten tüm dans türlerinin öncüsü baledir. Günümüzde de sosyal danslarda bale kökenli hareketler esas alınarak eğitimler verilmektedir.
 
Dame Margot Fonteyn balerin uyuyan güzeli ilk sergileyen
 
Türkiyede son zamanlarda fazlasıyla önem taşıyan ve tercih edilen danslar ise Sosyal Latin Dansları ( salsa, bachata, çaçaça, merenge), Street Jazz ve Jazz Dans, Modern Dans'tır.
 
Dansın tarihçesinden bahsettikten sonra şunu söylemek isterim ki; ruhun, bedenin ve zihnin bir bütün olarak hareket ettiği ifade biçimi olan dans hayatımızın her noktasında yer almaya devam edecek ve her geçen gün daha da önem kazanacaktır.
 
Ne demiş Nietzsche; "Müziğin sesini duymayanlar dans edenleri deli sanırlar..."
 
Siz özgürce dans edin, bırakın sizi deli sansınlar.

Hazal MUTLU
Standart Üye / 7 Yazı / 546,6K Okunma

1992 yılı İstanbul doğumlu. İstanbul Üniversitesi Dış Ticaret ve İşletme mezunu. İlkokuldan itibaren müzikle ilgilenmeye başladı. Ortaokul ve Lise yıllarında müziğe olan ilgisi daha da artarak çeşitli okul korolarında solo solist olarak çalıştı. Batı Müziği ve Türk Müziği eğitimi aldı. 2 yıl Khalkedon Çok Sesli Batı Müziği Korosunda Soprano solist olarak çalıştı. Şuan Tan Sağtürk Akademi'de Dans Koordinatörü olarak çalışıyor. Aynı zamanda Latin Dans ve Jazz Dans derslerinde hem dans edip hem de asistanlık yapıyor. 


Yorum Yap

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

ya da üye olmadan yorum yap ve onaylanmasını bekle.
ÜST