Loading

Buzağının Öyküsü

Joan Baez fotoğrafı

Epey zaman önce You-tup’tan müzik dinlerken bir yorum dikkatimi çekti. Yaşı hayli genç bir kızımız şöyle diyordu yorumunda:

 

https://youtu.be/j1zBEWyBJb0

 

2 yıl önce

Bilerek İngilizce değil de Türkçe yorum atıyorum belki bir Türk vardır bu şarkıyı benim gibi dinleyen :) Yıl 2020 ve ben 22 yaşındayım ama hâlâ ruhumu dinlendirmek için bu kadının şarkılarını dinlerim. Çok farklı bir müzik tarzı var. İnsanı hayatın karmaşasından uzaklaştırıp çok farklı alemlere götürüyor

 

Etkiledi beni bu satırlar, ben de kendi yorumumu ekledim altına:

Yalçın Anıl 9 ay önce

Belki bir Türk vardır bu şarkıyı benim gibi dinleyen" diyorsun Zehra. Yıl 2021 ve ben de 84 yaşımda olduğumu bilerek yorum yapıyorum 23 yaşındaki Zehra kızım. "Ruhumu dinlendirmek için" diye ekliyorsun. Ben de öyle yapıyorum. Sana ve Baez'e sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.

 

Yorumların sayısı bugün 2811 olmuş. Benim yorumum da en üstte yer alıyor hep. Meğer “en iyi yorumlar” esasıyla  sıralamışlar yorumları. Bana göre; tarih ya da iyi olarak betimleme, işin iletişim açısından teknik yanı, yaşıma hürmeten öne alıyorlardır beni (!) gibime geliyor.

 

Çok sevdiğim bir şarkıydı “Donna Donna”, sözlerini biraz biliyordum; ama pek ayrıntıya girmemiştim. Ben şarkıyı Joan Baez’den ve izleyicisi olduğum çok büyük bir koroyla birlikte canlı dinlediğim için bir başka heyecan uyandırıyordu şarkı bende. O çok büyük koroyu Zeynep Oral 22 Temmuz 2018 günlü Cumhuriyet Gazetesinde şöyle anlatıyor:

 

“Ankara Hipodrom konserindeyiz. Yıl 1989. Murat Karayalçın’ın Belediye Başkanlığı, konseri onlar düzenlemişler. Tam da üniversite giriş sınavlarının bittiği günün akşamı. 50 bin kişi Ankara Hipodrom alanını doldurmuş. Yere oturmuş 50 bin kişi onunla birlikte soluk alıp veriyordu. Konserin sonunda “Gracias a la Vida” şarkısında yerdeki tüm gençler kalktı birbirlerine sarılıp dans etmeye başladı. O güne dek polisleri sahneden hep çıkarmıştı. Bu kez polisler de adeta dans ediyor, elden ele sahneye çiçek taşıyor, gençlerin sahneye çıkmasına yardım ediyordu…”

 

Bir Yidiş (Yahudi) türküsüydü aslında. Sözleri de müziği de epey elden geçmişti. Baez 1941 doğumlu olduğuna göre türkü, 1930’lardaki yokluk günlerini anımsatıyordu belki de. Demek ki; türkü, Baez’den çok önceki günlerde söyleniyordu.

Çeviride kesime götürülen hayvanı “Buzağı” olarak tanımlamışlar; ama ne kadar yoksul olursa olsun, henüz süt emen 6 aylık yavruyu kesime götürmez köylü. Yidiş dilinde “Dona” olan bizin dilimizdeki “ Dana”dır kuşkusuz. En azından 15 aylık vardır.

 

Öyle ya da böyle, işin en duyarlı yanı; Hitler’in acımasız günlerinde kamplara – daha doğrusu ölüme - götürülen Yahudilerin çığlık dolu vagon ve kamyonlarda hep bir ağızdan bu türküyü söylemeleridir. Sanki kesime giden o donayı yorumlarcasına (Yidiş dilinde “donna” tek ”ne” harfiyle yazılıyormuş) …

 

Pazara giden bir vagonda bağlanmış
Bir buzağı var, hüzünlü gözlerle bakan.
Ve çok yukarılarda bir kırlangıç ,​
Gökyüzünde hızla kanat çırpan...

 

Buzağı gökyüzüne hüzünle bakınca “Kanatların olsaydı sen de özgür bir kırlangıçtın şimdi” diyor çiftçi buzağıya. Edebiyat yorumcularının bu konuda değişik görüşleri var. Çeşitli metaforları yorumluyorlar. Zaten söz yazarı da Polonyalı bir Yahudi yazar. Sözlerin birkaç el değiştirdiğini söylüyor kaynaklar; hattâ bestenin bile. Son noktayı 1960’da Joan Baez koymuş ilk albümünde. O günden bu yana Baez gibi söyleniyor bu şarkı, onun protest yorumuyla.

 

DONNA  DONNA


Pazara giden bir vagonda bağlanmış
Bir buzağı var, hüzünlü gözlerle bakan.
Ve çok yukarılarda bir kırlangıç ,​
Gökyüzünde hızla kanat çırpan...

Donna…Donna

Rüzgarlar nasıl da gülüyor...
Olanca gücleriyle gülüyorlar.
Gülüyorlar tüm gün boyunca
Ve bir yaz gece yarısına kadar.

"Şikayeti kes artık" dedi çiftçi,
"Kim sana bir buzağı ol dedi?
Neden uçmak için kanatların yok
Şöyle hür ve gururlu bu kırlangıç ​​gibi

Rüzgârlar nasıl da gülüyor...
Olanca gücleriyle gülüyorlar.
Gülüyorlar tüm gün boyunca
Ve bir yaz gece yarısına kadar.

Buzağılar kolayca bağlanır ve kesilir
Asla bilmezler nedenini.
Ama özgürlüğe değer verenler,
Uçmayı öğrendiler şu kırlangıç gibi

Rüzgârlar nasıl da gülüyor...
Olanca güçleriyle gülüyorlar.
Gülüyorlar tüm gün boyunca
Ve bir yaz gece yarısına kadar

 

 

Bu konuyu bir yazısında irdeleyen V.Victor Mori şöyle diyor:

“3 oktavlık pürüzsüz soprano sesi, uzun saçları, doğal ve iddiasız güzelliği ve aktivist kimliği ile Joan Baez,1960 gençliğinin Madonna’sı olur. Kendi şarkılarını yazabilmesine rağmen, Amerikan köklerinin ortaya çıkmasında ön safta rol oynayarak geleneksel folk baladlar söyler”.

İyi ki de söylüyor Joan Baez, 7’den 70’e –hattâ daha ilerisine- hepimiz dinliyoruz büyük bir beğeniyle. Konu hayli ilginç, ben yararlanmanız için iki kaynak vereyim size. Rahatça ve geniş bir zamanınızda mutlaka okuyun.

Sevgiyle ve şarkıyla kalın…

 

 https://en.wikipedia.org/wiki/Dona,_Dona

 https://yesilgazete.org/bir-sarkinin-hikayesi-donna-donna-joan-baez/

Etiketler:
Yalçın Anıl
Standart Üye / 25 Yazı / 191,5K Okunma

1938 Samsun doğumlu Orman Y.Müh. Emekli


Yorum Yap

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

ya da üye olmadan yorum yap ve onaylanmasını bekle.
ÜST