İddialı başlayacağım yazıya. Çoğunluğun, özellikle benim içinde bulunduğum neslin bilgisayarlar ile tanışıklığı genelde çok benzerdir. Karne bilgisayarı, komşu bilgisayarı, kuzen bilgisayarı, ağabey bilgisayarı, babanın iş bilgisayarı... Uzatabiliriz daha. Genelde oyun oynamak için istedik bilgisayarı. Yaş büyüdükçe kimisi alakasını kesti bilgisayarla, kimisi daha fazla yol aldı, kimisi de sabit şekilde kaldı. Herkesin kendine dair bir hikayesi vardır muhakkak, ama ortak olan bir şey var ki; hepimiz ama hepimiz, çok nadir görülen istisnalar dışında Bilgisayarı "Windows" zannettik. Ondan başka bir şey yoktu bizim için. Ve aldığımız bilgisayarın içinde lisanslı şekilde gelmiyorsa, neredeyse hepimiz cr*cklenmiş Windows sürümleri kullandık ve kanunen suç işledik.
Bilgisayar demenin Windows demek olmadığını anlatmaya çalışacağım bu yazıda. Dilim döndüğünce Özgür yazılım felsefesinden bahsetmeye çalışacak; GNU/Linux dağıtımlarının ne olduğundan bahsedeceğim. Öyleyse başlayalım.
Bilgisayar ≠ Windows
İşletim sistemleri adı üzerinde olduğu gibi, birbirleriyle "Anakart" üzerinde iletişim halinde olması gereken donanımları "İşletecek" yazılımlardır. Bunu yapan sadece Windows ürünleri değildir. Özgür yazılım felsefesine en az Windows kadar uzak olan Apple'ın MacOS işletim sistemi olduğu gibi, Özgür yazılım felsefesinin mihenk taşlarından olan Linux dağıtımları da vardır.
Adı geçmişken kendi görüşümü söyleyeyim; Apple'in bütün ürünleri aynı donanıma sahip olmasına rağmen eşdeğer bilgisayarlarından çok daha pahalı fiyatlarla satılıyor. Bunu hak etmediğini düşünüyorum.
Bilgisayarlarımızda yaptığımız işlemler; oyun oynamak, internet dünyasında sörf yapmak, belge hazırlamak vs. Bunları yapmak için Windows'a mecbur değiliz. Hem daha legal hem de daha güvenilir olan bir seçenek var karşımızda; GNU/Linux dağıtımları. GNU/Linux dağıtımlarına geçmeden önce Özgür yazılım felsefesinden bahsetmeliyiz.
Özgür yazılım felsefesi
Yazılım dediğimiz şey teknoloji dünyasındaki her şeydir aslında. Bu yazıyı yazdığım siteden tutun da, sosyal medya sitelerine kadar; buzdolabının akıllı sisteminden tutun da arabaların akıllı sistemine kadar; oyunlarımızdan tutun da oyun konsollarına kadar her şey yazılımdır, her şey yazılımla var olur.
Peki ya "Özgür" ifadesi, yazılımın neresindedir? Eğer bir Windows kullanıcısı iseniz -ki genellikle öyledir- kullandığınız programların kaynak kodlarını göremezsiniz, onu değiştirip kendi amaçlarınıza daha uygun hale getiremezsiniz ve hatta belki de en acısı, ona para verip satın almadıysanız; internetten cr*ckli halini indirmişseniz büyük bir tehlike içinde olabilirsiniz, ondan da ziyade büyük bir suç altındasınız, yaptığınız şey legal değil.
Özgür yazılımın kullanıcıya kazandırdıkları, Türkiye Linux Kullanıcıları derneği resmi sayfasında kabaca şöyle anlatılıyor:
- Yazılım geliştiricileri tekerleği yeniden keşfetmekle vakit harcamaz, daha önceden üretilmiş olan araçları yazılımlarına ekleyerek bunlar üzerine yeni şeyler inşa edebilir.
- Aynı işi yapan yazılımların en iyi yönleri alınarak kullanıcılara optimum çalışan, kaliteli yazılımlar hızla sunulabilir. Kullanıcılar var olan yazılımlar arasından istediğini deneyerek kendi ihtiyacını rahatça seçebilir.
- Kullanıcılar özgür yazılımlara çok makul fiyatlar ile ya da -çoğunlukla- 0 maliyetle sahip olabilir, dolayısı ile yazılım ücretlerine ayırdıkları kaynaklarını donanıma ya da diğer ihtiyaçlarına ayırabilir, yaşam ve çalışma standartlarını yükseltebilirler.
- Yazılımın kaynak koduna da sahip olduklarından dolayı kullanıcılar kritik yazılımların nasıl çalıştığını anlamak için kaynak kodlarına bakabilir, isteklerine göre özelleştirebilir ve kaynak tasarrufu sağlayabilir. Elbette kullanıcılar yazılım üretimi konusunda bilgili olmak zorunda değildir, ne bir programcı kiralamak kullanıcı için, ne de var olan bir yazılım üzerinde değişiklik yapmak bir programcı için zordur.
Özgür yazılım mı güvenlidir, yoksa özgür olmayan yazılımlar mı? Bence bu sorunun cevabı çok bariz ortada, özgür yazılım. Özgür yazılımların kodları ortadadır, programın ne yapıp ne yapamayacağını inceleyebilirsiniz. Burada şöyle bir şey diyebilirsiniz; "Ben koddan anlamak zorunda değilim ki?" Haklısınız, kimse kodlardan anlamak zorunda değil. Ama bu durumda bile Özgür yazılımın daha güvenilir olduğunu iddia ediyorum. Dünyanın en büyük sitelerinden biri olan Facebook'un siyasilere veri yolladığı ortaya çıkmıştı bir zaman önce. Bu yüzden büyük şirketlerin güvenilir olduğuna inanmıyorum. Ama özgür yazılım son kullanıcının önüne gelen kadar birçok yazılımcının elinden geçer, bir çok yazılımcının emeği vardır. Bir avuç insanın kimseye açık olmayan şekilde yazdıkları kodların daha güvenilir olduğunu iddia edenlere sormak istiyorum, bunu kime ve neye dayanarak iddia ediyorsunuz?
GNU/Linux dağıtımları
İşte GNU/Linux dağıtımları da yukarıda anlattığım özgür yazılım felsefesine sıkı sıkıya bağlı olan dağıtımlardır. Ücretsizdir, kaynak kodları herkese açıktır, istediğiniz değişikliği yapabilirsiniz ve hatta yeni dağıtımların çıkmasına veya yeni sürümlere güncellenmesine katkınız olabilir! Ve hatta legaldir, suç işlememiş olursunuz🙃
O "Büsbüyük" şirketlerin sunduğu İşletim sistemlerinde tercihleriniz pek de önemsenmez aslında, istediğiniz gibi dizayn edemezsiniz, ama Linux dağıtımlarında öyle bir durum yoktur. Kullanımınıza göre bir dağıtım seçebilirsiniz. Genelde yeni başlayacaklar için Ubuntu (Aşağıya bir masaüstü fotoğrafını bırakıyorum, ilginizi çekeceğine eminim.) dağıtımı tavsiye edilir.
Gözünüze çok farklı ve hoş geldiğinin farkındayım. Daha da iyileri var bence. Mesela benim şu anda kullandığım dağıtım Deepin'in masaüstü ortamı. Görebileceğiniz gibi çok sadedir. Mac Os'a da benzerliği su götürmez bir gerçek.
Bir başka ayrıntıdan daha bahsetmek sizlere Linux dağıtımlarında istediğinizi yapabileceğinizi anlatmak için iyi olacaktır. Linux dağıtımlarında masaüstü ortamlarınızı bir kaç kod ile değiştirebilirsiniz, mesela serverınız için Ubuntu (Genelde server işleri için ubuntu kullanılmaz.) kurdunuz, görünümü çok ağır, bilgisayarınıza gereksiz yere iş çıkarttığını düşünüyorsunuz. Xfce masaüstü ortamını (Aşağıya fotoğrafını bırakıyorum.) kurmak istiyorsunuz, yapmanız gereken sadece bir komut yazıp bilgisayarı yeniden başlatmak. Kod aşağıda.
sudo apt-get install xubuntu-desktop
Yazdığımız kodu adım adım açıklamak gerekirse; sudo kelimesi bize yönetici olmayı sağlıyor, yönetici olmadan bir şey kurup bir şey kaldıramazsınız. Sudo ifadesi yer aldığı için komutu yazıp enter tuşuna bastıktan sonra sizden şifre istenecektir. apt-get ise depolar üzerinde işlem yapacağınızı söyleyen bir komut. Yapacağınız işlemi ise bir sonraki ifadede "installl" ile söylüyoruz, yani "kur!" Ardından da kuracağımız yazılımın adını yazıyoruz ve işlem bitiyor! Bilgisayarı yeniden başlattıktan sonra açılış kısmında kullanmak istediğimiz masaüstü ortamını seçiyoruz, işte bu kadar!
Tüm yazı boyunca Linux dağıtımlarını övdük, duyar gibiyim "Hiç mi kötü, eksik bir şeyi yok bu Linux dağıtımlarının?" dediğinizi. Var, ama onun sebebi de Linux dağıtımları değil, oyun yapan "büyük mü büyük" şirketler. Oyunlarını zahmet edip Linux'a uyumlu yapmıyorlar, çünkü onlara mali olarak az getirisi olan bir şey. Hali hazırda Steam'de Linux dağıtımlarında oynanacak birçok oyun bulunmakta ama neredeyse yok denecek kadar az. Peki bu sorunu nasıl çözüyoruz? Şöyle ki Linux dağıtımlarında "Wine" ve "PlayOnLinux" adlı yazılımlar var. Bu yazılımlar sizin ".exe" uzantılı dosyaları çalıştırmanızı sağlıyor, yani oyunlarınızı. Her uygulamayı başarıyla çalıştırdığı söylenemez, ama çok işe yaradığını biliyoruz.
Linux dağıtımları hakkında daha birçok şey var, mesela hiç tarih mevzusuna girmedik, tarihinden bahsetmedik. Bu yazı umarım sizin hayatınızda GNU/Linux'a başlangıç olarak önemli bir yer tutar, en azından bir denemenizi tavsiye ederim.
Aşağıya hem ileri okumalar, hem de tavsiye manasında birkaç yazı bırkacağım.
Türkiye Linux kullanıcıları derneğine ait bir yazı
Linux kullanmanın aslında zor olmadığını anlatan bir Emre Akkaya yazısı :)
Ve tabi ki wikipedia, muhakkak buraya da bir göz atın derim.