Loading

Dünden Bugüne Bilgisayar

bilgisayarın evrimi

1960ların başında, bundan yalnızca 60 yıl kadar önce bir bilgisayar kendinize ait bir taneye sahip olamayacağınız, birçok kişinin erişimi bile bulunmayan bir veri işleme makinasıydı.

Elimizin altında bugün masaüstü, dizüstü ya da tablet gibi ve hatta elimizdeki akıllı telefonlarımız ve saatlerimiz de dahil olmak üzere bilgisayar türevleri var. Telefonu ayrı bir noktaya koyuyorum fakat bilgisayar dediğimiz makinamız tek bir gün elimizden alınsa birçok işimiz alt üst olur değil mi? Düşünün ki bu içimize işleyen alışkanlık ve hatta mecburiyetin tarihi yalnızca yarım asır. Bilgisayarların gelişmesi, internetin hayatımıza girişi ve bunları takip eden türlü yazılımlar ile bugün, 50 yıl öncesinden bambaşka bir zamanı yaşıyoruz. Örneğin bu yazıyı bilgisayarınızda, tabletinizde ya da telefonunuzda, ben yazdıktan hemen sonraki birkaç dakika içinde okuyabiliyorsunuz. Tabi bu bilgisayarla birlikte internet sayesinde. İnternet kullanımı bilgisayarların hayatımıza girişine paralel gelişiyor. Şöyle bir düşününce aslında bilgisayar internetin kullanımı için bir araç gibi düşünülebilir. Oysa internet, kabul etmek  zor olsa da fikir olarak bilgisayarın bir yan ürünü gibi ortaya çıkıyor. Asıl icat bilgisayar, çünkü görünen o ki, bilgisayar olmasa internet de olmayacaktı.

Peki, insanlar neden bir bilgisayara ihtiyaç duydular? İşin özü ilkokulda kullandığımız abaküslere dek gidiyor çünkü bugün alıştığımızın aksine bilgisayar iletişimden ziyade bir bilgi işleme ve hesap yapma aleti olarak ortaya çıktı ve dünyanın farklı yerlerinde benzer ihtiyaçlara sahip kurumlardaki uzmanlar kendi sürümlerini geliştirdiler, bu nedenle bilgisayarın tek bir mucidi yok gibi gözüküyor. Farklı uzmanların çalışmalarının her biri bir diğerine katkı sağlayarak bilgisayarlar evrilmeye devam etti. Kimi kaynaklar bu makinaların ilk ortaya çıkışının 1950lerde üniversite laboratuvarları olduğunu belirtse de başka kaynaklar daha öncesinde, 1040lı yıllarda Almanlar tarafından 2. Dünya Savaşı uçak ve füzelerini geliştirmek amacıyla yapıldığını belirtmekte.

Tabi tartışmasız olan şu ki, bilgisayar fikri daha eskiye dayanıyor. 1830larda Charles Babbage bir hesaplama ve analitik makinesi icat ediyor böylece hesap kitap işlerinin bir makine tarafından yapılmasının işlevselliği fikri ilk bilgisayarların çıkış noktası olarak kabul ediliyor. Benzer ihtiyaçlarla bir şeyler icat etmeye girişen mucitlerin oluşturduğu birikim bilgisayarı evrensel bir icat olma noktasına taşıyor. 1940larda askeri amaçlarla yapılan makinaların bugünkü bilgisayarlardan çok farklı çalışması ve bambaşka amaçlara hizmet etmesi nedeniyle Konrad Zuse’nin icadı olan bu Alman makinasının modern bilgisayarların atası olmadığı bir tartışma konusu.

Ve sonrasında karşımıza ticari amaçlarla kullanılabilen ve seri üretimi yapılan bilgisayarlar çıkmaya başlıyor. Bunlardan ilki UNIVAC. UNIVAC, manyetik bir bant olan giriş çıkış birimlerine ve bir yazıcıya sahipti. Aynı yıllarda IBM 701 de piyasaya sürüldü. Bu bilgisayar vakum tüplüydü ve basitçe programlanabilen bir yapısı vardı. 1960lara doğru vakum tüpler, diot ve transistorları ile değiştirilince daha hızlı, güvenilir ve ucuz bilgisayarlar üretilmeye başlandı.

Kişisel bilgisayarlara geldiğimizde bazı kaynaklar ilk kişisel bilgisayarın Altair 8800 olduğunu öne sürmektedir fakat bu bilgisayarın bir ekranı ya da klavyesi olmayışı bu fikri tartışmalı hale getirir ve büyük çoğunluk tarafından IBM PC ilk kişisel bilgisayar olarak kabul görür. Bu bilgisayarda veri saklama işlemi ilk olarak Floppy disket sürücü ile yapıldı ve sonrasında sabit disk eklenerek bilgisayarın gelişimi devam etti. İlk DOS sistemli işletim sistemi IBM PC’de kullanılmıştır. İlk kişisel bilgisayarın üretimini takiben bunu çalıştıracak bir sistem bulmaya çalışan IBM, Microsoft ile anlaşmıştır ve Windows’un temeli olan ilk DOS sistemi başlarda pek çok hata ile üretilse de zamanla geliştirilmiş ve bilgisayarlarda yerini almıştır.

Sonrasında Apple başta olmak üzere birçok teknoloji firması kendi kişisel bilgisayarlarını üretip geliştirmeye devam ederek piyasadaki yerlerini almıştır.

Bakalım bilgisayar teknolojisi ilerleyen yıllarda bizi hangi noktaya götürecek?

Seval KESKİN
Redaktör / 22 Yazı / 191,3K Okunma

1985 doğumlu. Yazılım sektöründe geçirdiği kurumsal yılların ardından şu an huzurla çevirmen olarak çalışmakta. Kalıplaşmış düşünce çerçevelerinin dışına çıkabilen insanları ve bunun dışında kitaplarıyla yalnızlığı tercih eder, kedi sever, bisiklet biner, doğa aşığı bir kamp insanıdır.  


Yorum Yap

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

ya da üye olmadan yorum yap ve onaylanmasını bekle.
ÜST