Bir Verimlilik Sanatı : Malzeme Mühendisliği
Öncelikle yazımıza malzeme mühendisliğin ne olduğunu anlayarak başlayalım. Genel olarak, neden sorusunun bilimde kullanıldığı söylenir, mühendislikte ise daha çok nasıl sorusu. Ama malzeme bir bilim mühendisliği olduğu için diğer mühendisliklerden ayrılır. Eğer artık bir malzeme mühendisi iseniz etrafınızdaki tüm nesneleri hatta doğayı bile neden-nasıl sorusuna dahil edip, hepsinde malzeme bilimi ile alakalı bir şeyler görürsünüz. Örneğin bir ağaçta dentritik büyümeyi, yağmur yağdığında parke taşlı kaldırımlarda parke taşı sayısı arttıkça su yürümesinin zorlaşmasını malzemedeki korozyon sıvısının ilerlemesini, kar ne kadar şiddetli yağarsa ve zeminde buna uygunsa bir kaplama prosesini kolayca tahayyül edebilirsiniz. Şu ana kadar verdiğim örnekleri ben hep yolda yürürken düşünürdüm. Acaba, baktığımızda bu mühendislik prosesleri bu doğadaki olaylardan mı çıkmış yoksa, bu prosesler bulunduğu için mi ben böyle düşünüyorum? İşte tam olarak burada mühendislik vizyonu dediğimiz durum devreye giriyor : MUHAKEME YAPMAK.
Buraya kadar malzeme mühendisliğinin aslında doğa tarafından bizlere ipuçları verdiğini anladık. Tabii biz bunları ne derece anlayıp, kullanabiliyoruz?
Tabii ki, doğanın yanı sıra malzeme bilimi insana da çok benzer. Sanki bir psikolojisi varmış gibi davranır. Çünkü bir termodinamiği var. İnsandan ayrılan en önemli tarafı ne derseniz? Tabii ki yüksek çoğunlukla onu daha iyi seviyeye getirecek koşulları tercih etmesi, insan da bu bilince ulaştığında gelişmez mi zaten?
Artık malzeme mühendisliğinin az çok ne olduğunu bağlantılarını, psikolojisini anladık. Ama malzeme mühendisi olacaksak, malzemeyi kendi yerimize koymamız gerekir; bir nevi empati yani. Başlıktan da anlaşılacağı üzere ben malzeme bilimine verimlilik sanatı derim. Çünkü her zaman bir şeyi eser miktarda kullanmak isteyerek daha iyi hale getirir. Örnek verecek olursak; Ostwald Olgunlaşması. bir sistemdeki küçük taneciklerin zamanla çözünerek büyük taneciklere madde aktarması olayıdır. Yani malzeme o kadar tutumlu davranmak istiyor ki sırf daha az enerji kullanmak için bu sistemi geliştiriyor. Bu sayede daha kararlı ve düşük enerjili bir hale gelebiliyor. Biz mühendislerden de istenen şey bu değil midir zaten?
Kısacası, malzeme bilimi bize “az ile çok iş yapmayı” ve doğayla uyumlu tasarım yapmayı öğretir. İşte bu yüzden ben ona verimlilik sanatı diyorum.







Yalçın Anıl 07 Ekim 2025 - 16:53:30
Sayın Talha Baş, Malzeme mühendisliğini tam öğreneceğim sırada, yazınızı aniden bitirdiniz. İkinci çalışmanız için de teşekkür ederiz. İlk yazınızda "ahşap kaplamalardan " söz açmadığınızı belirtmiştim "Haklısınız"yanıtını almıştım. Bu yazı içinde geçen "ağaçlarda dentritik büyüme" ilgimi çekti. Ben orman fakültesini bitireli tam 63 yıl oldu; hiç duymadım. Yeni bir büyüme biçimi olabilir belki. Belki de ağaç görünümünde bir büyüme, örneğin; bir akarsu yan derelerden sağdan ve soldan beslenerek büyür, yukardan bakınca da ağaçsı bir biçim gösterebilir. Malzeme sıvılaşmasında böyle birşey mi oluyor acaba diye meraklanıyorum. Şimdiden teşekkürler...