Loading

Zaman Kavramı ve Takvimler

Zamanı algılama ve tanımlama sürecimiz ve bu süreçte ortaya çıkan takvimler

zaman tanımlama mekanizmaları

Göz açıp kapayıncaya dek geçtiğini düşündüğümüz zaman, insanlık tarihi boyunca insanlığın zihnini hep meşgul etmiştir. Göremeyiz, biçimlendiremeyiz ama var olduğunu hissederiz bu yüzden de tanımlamaya çalışırız. Zamanın en basit algısı, eski zamanları düşünürsek, gün ve gecedir. Her gün sabah olur, her gün gece olur ve böylece zaman döngüsü daha kavranabilir hale gelir. Sabah güneşle birlikte başlanacak işler ve akşam güneş batmadan bitirilecek işleri düzenleyerek zamanın akışına uyum sağlar insanlık. Tabi biz zamanın aktığını düşünerek böyle davranırız. Her gün güneş doğuyor ve batıyorsa bu bir düzen bir akıştır. Zamanın aktığını düşünmemizdeki en büyük etken onu ilk anlamaya başladığımızdan itibaren nasıl anlamlandırdığımızla ilgilidir.

 

 

Zamanı anlamakla ilgili meseleler zihinlerimizde ne kadar eskiyse kayıt tutma ve iz bırakma ihtiyacı da bir o kadar eski olabilir. Büyük toplumsal olayları ya da küçük ailevi olayları kayıt altına alırken en büyük ihtiyaç ne zaman olduğunu belirtebilmektir. Günümüzde kullanılagelen takvim sistemleri henüz ortada yokken farklı toplumlar, zamanı kaydetmek için kendi farklı mekanizmalarını kullanmışlardır. Büyük toplumsal olaylarda özellikle ay ve güneş tutulmamaları zamanın akışında çok belirgin işaret noktaları olduğu için sıklıkla kullanılmıştır. Daha küçük çaplı zaman takiplerinde Ay’ın döngüsü önemli rol oynamıştır. Çünkü anlamışızdır ki gökyüzündeki sevgili Ay’ımız hiç şaşmadan belli bir düzen takip etmektedir. İnsanların “yıl” kavramını idrak edişleri ise belli mevsim değişimlerinden sonra yine başa döndüklerini fark etmeleri ile ortaya çıkmıştır. Bu noktada karşımıza iki farklı yıl anlayışı çıkar. Lunar ve Solar yıl (Ay ve Güneş yılı). Lunar yıl, 354 gün 8 saat 48 dakika 36 saniye sürer. Solar yıl ise 365 gün 5 saat 47 dakika 48 saniye sürer. İki yıl sistemi arasındaki 10 gün 20 saat 59 dakika 12 saniye olan fark her 33 yılda bir “bir yıl” eder.

 

 

Zamanı ölçmek için Güneş ve Ay’ı temel almak tesadüf değildir. İnsanlığın bilişsel gelişimi ilerledikçe artan merakı, periyodik hareketleri ile takibi ve gözlemi kolay olan gök cisimlerine yönlendirmiştir insanları. Böylece günler, aylar, mevsimler ve yıllar uzun zaman Ay ve Güneş takvimleri ile takip edilmiştir. İnsanlığın gelişmesi ilerlerken öncelik çoğunlukla Ay takviminin olmuştur.

Tarih Boyunca Kullanılan Belli Başlı Takvimler

Maya Takvimi

Bu takvim Dünya ve Venüs’le ilgilidir. Maya rahipleri ince ve kusursuz hesaplara dayanan bu takvim sayesinde Venüs gezegenindeki bir yıllık süre ve Dünyamızdaki yıl için vardıkları gün sayısı ise 365,2420 idi. Bu gün kabul edilen gün sayısı 365,2422’dir. Maya astronomlarının bir çalışması da Ay takvimini çıkarmış olmalarıydı. Dünyayı ve Venüs gezegenini ilgilendiren esrarengiz bir takvimdir bu. İnce ve eksiksiz hesaplara dayanan bu takvim sayesinde Maya rahipleri, Venüs’teki yıl süresini 584 gün olarak hesaplamıştır, bununla da yetinmeyip Ay’ın takvimini de çıkarmışlardır. Mayalar aynı zamanda “0”(sıfır)’ı ilk keşfedip kullananlardır.

Mayalar zamanı 7200 günlükten başlayıp 64 milyon yıla kadar ulaşan devrelere ayırmışlardı. Elbette bu sayı bolluğu dini ve bilimsel bir önem ve değer taşıyordu; gezegenlerden tapınakların inşasına kadar, takvim her şeyin ölçüsü sayılıyordu.

 

 

12 Hayvanlı Türk Takvimi

On İki Hayvanlı Türk Takvimi, uygulama amacına göre ikiye ayrılmaktadır; Astronomi alanında kullanılan bilimsel takvim ve halkın kullandığı takvim. Astronomi alanında kullanılan bilimsel takvimde bir yıl 365.2436 gündür. Bir yıl, her biri 15,2184 gün eden 24 aya bölünür. Yine bir gün 10,000 feng’e ve bir feng 100 miyav’a ayrılır. Böylece bir günlük zaman 1.000.000 parçaya bölünmüş olur. Türklerde halkın kullandığı takvim ise, ay-güneş sistemine (luni-solar calendar) göre düzenlenmiştir. Buna göre bir yıl 12 aydır. Ancak ay yılı dönencel yıldan 10 gün küsur saat daha kısa sürdüğünden, ay yılının bilimsel yıla bağlanması için 19 yılda yedi kez artık yıl uygulanır. Bu takvimde bir gün 12 çağ’a (bir çağ iki saattir) bölünür ve sırasıyla: Sıçan’dan başlayıp domuzla biten on iki hayvan adıyla adlandırılır. Bir çağ sekiz keh’e (bir keh 15 dakikadır) bölünür ve günün başlangıcı, modern takvimde olduğu gibi gece yarısıdır.

 

 

Hicri Takvim

Hicri takvim, Hazreti Muhammed’in, Hazreti İsa’nın doğumundan 622 yıl sonra Mekke’den Medine’ye göç etmesini, yani miladi 622 yılını (Hicret) başlangıç olarak alır. Adı geçen takvim başlangıç olarak Hicret’i esas almakla birlikte, Hz. Muhammed’in ölümünden 17 yıl sonra, Hz. Ömer’in halifeliği sırasında oluşturuldu Hicret’in tarihinin başlangıç alınmasına karar verildi. Hicret, Rebiülevvel ayında olmasına rağmen, peygamberin hicretinden 75 gün öncesi olan Muharrem ayının biri başlangıç kabul edildi. Çünkü Arapların o zamana kadar kullandıkları takvimin yılbaşı Muharrem olarak kabul ediliyordu.

On iki ay esasına dayanan bu takvim, ay yılına göre düzenlenmiştir. Yani, güneşin değil de Ay’ın hareketine göre aylar ve yıllar belirlenir. Meselâ; ayın dolunay olduğu hâl içinde bulunulan hicri ayın tam ortası (ayın ondördü deyimi buradan gelir) iken, ayın tam hilal halinde olması da hicri ayın birinci günüdür. Ayın hareketini kendine esas alan bu takvimle, miladi takvim arasında on bir günlük bir fark vardır. Hicri takvimde çift aylar 29’ar, tek aylar ise 30’ar gün olarak kabul edilir.

 

 

Rumi Takvim

Osmanlı maliyecileri, devletin resmi takvim olarak kullandığı hicri yılda, ayların başlangıçlarının her yıl değişmesi yüzünden ortaya çıkan sıkıntıyı XVII. yüzyıl sonlarında fark etmişler ve bu alanda bir şeyler yapma çabasına girişmişlerdi.

Rumi takvim Osmanlıların Hicri takvimle aynı anda kullandıkları ve Mali Takvim de denilen takvimdir. Fakat hicri takvimden farklı olarak Güneş Yılı’nı esas alırken, başlangıç olarak da Hicret’i kabul eder. Rumi tarihte başlangıç olarak alınan tarih 622’dir. Fakat yılbaşı Hicri takvimde olduğu gibi Muharrem ayı değil, Mart ayının biridir. Yakın zamana kadar Türkiye Cumhuriyeti de mali yılbaşı olarak Mart ayının 1’ini kabul ediyordu.

 

 

Yaradılış Takvimi

Dünyanın yaradılışı Hz. Adem’in varlığını esas alan takvim de kullanılmaktadır. Yahudiler halen bu takvimi kullanmaktadır.

 

 

Olimpiyat Takvimi

Eski Yunanda muntazaman 4 yılda bir yapılan olimpiyatlara göre düzenlenen bir takvimdir. Bu takvim, MÖ. 776 yılında yapılan olimpiyata göre tarihlenmektedir.

 

 

Hükümdar Takvimi

Hükümdarların tahta çıkışını 1 kabul eden takvim olup, Japonya’da halen kullanılan resmi takvimdir.

 

 

Antik Mısır Takvimi

Antik Mısırlıların takviminin kullanımı 5000 yıl öncesine kadar geriye gittiği düşünülmektedir. Bu bir ay takvimiydi ve güneş takvimi ortaya çıkıncaya kadar her türlü işi görüyordu. Bu takvim yılı, her biri ay çevrimine (29-30 gün) bağlı olan 12 aya bölüyordu. Her ay yeniay ile başlar ve o ay hangi bayram kutlanıyorsa onun adını taşırdı. Ay takvimi güneş takviminden 10-11 gün daha az olduğu için, iki üç yılda bir artık ay da denilen 13. ayı ekliyorlardı. Böylelikle takvim tarımsal mevsimlerle ve dini bayramlarla uyumunu devam ettiriyordu. Antik Mısır tarihinin son dönemlerine doğru güneş takvimi kullanılmaya başlandı. Bu takvim tarım döngüsüne bağlı kalarak yılı üç mevsime ayırdı – Sel Mevsimi, Ekim Mevsimi ve Yaz Mevsimi. Bu mevsimlerin her biri 4 aydan oluşuyordu. Aynı zamanda Mısırlılar ayları, bizim şu an hafta olarak adlandırdığımız, her birine onluk dedikleri üç bölüme ayırmışlardı. Her onluğun son iki günü tatil sayılırdı (aynı bizim hafta sonlarımız gibi) ve Mısırlılar o günlerde çalışmak zorunda değildi.

Her yılın sonuna beş epagomenal gün ekleyerek 365 gün elde edilirdi, yani dünyanın çoğu yerinde kullanılan miladi takvimle neredeyse aynı gün sayısına ulaşılırdı. 

 

 

Miladi Takvim

Miladi takvim, yukarıda okuduğumuza göre ilk olarak Mısırlılar tarafından bulunmuştur. Daha sonra İyonlar ve Romalılar miladi takvimi geliştirerek, kullanmaya başlamışlardır.

Dünyanın güneşin etrafında dönerken geçen süre, 365 gün 6 saat olarak hesaplanmış ve bir yılı temsil etmiştir. Dünya genelinde, en yaygın olarak kullanılan miladi takvim, bir yıl içerisinde 10,8 saniyelik hata ile en doğru kabul edilen takvimdir.

Asıl adı Vgo Bon Compagni olup 1572-1585 arasında Papalık yapan XIII. Gregorius (M. 1502-1535), 1582 yılında takvimin yeniden düzeltilmesini ele almıştır.  Papa XIII. Greguvar bu girişiminde, takvim işinde, bilimsel ilkelere dayalı, doğru ve ortak bir temelin bütün uluslarca benimsenmesi amacını güdüyordu.

Papa, fizik, astronomi, kozmografya bilginlerinden oluşan bir kurulu 1582 yılında Roma’da toplamıştır. Önce, 325 yılından 1582 yılına dek on günlük bir eksikliğin ortaya çıkmış olduğu saptanır. Bu eksikliği gidermek için, 4 Ekim 1582 Perşembe gününü, doğrudan doğruya 15 Ekim Cuma gününe atlatma kararı alınır.

Böylece, o yılın Ekim ayının 4-15. günleri arasındaki on gün atılınca, hafta içindeki günlerin sırası da değişmemiş olur. Bu değişiklikten sonraki takvime, girişime başladığı ve bu işte büyük katkısı bulunduğu için Gregoryen takvimi veya miladi takvim dendi.

Miladi takvim bütün dünyanın kullandığı ve Hazreti İsa’nın doğduğu yıl olan “0” (sıfır) tarihini esas alan takvimdir. İskit rahibi Genç Dionysios tarafından yapılan hesaplara göre; Hazreti İsa, Roma İmparatorluğu’nun kuruluşunun 753. yılının 25 Aralık günü dünyaya gelmiştir. (Bugün Hristiyanların “Noel” olarak kutladıkları gün) sonra doğmuştur.

 

 

 

Bugün hayatlarımızın ticari, kültürel ve siyasal temelde uluslararası ciddi bir etkileşimde olması sebebiyle ortak takvim ihtiyacımızı Miladi takvim karşılamaktadır ancak gerek kültürel gerek dini hayatta toplumlar halen kendi özgü takvimlerini kullanmaya da devam etmektedirler. 

 

Seval KESKİN
Redaktör / 22 Yazı / 191,0K Okunma

1985 doğumlu. Yazılım sektöründe geçirdiği kurumsal yılların ardından şu an huzurla çevirmen olarak çalışmakta. Kalıplaşmış düşünce çerçevelerinin dışına çıkabilen insanları ve bunun dışında kitaplarıyla yalnızlığı tercih eder, kedi sever, bisiklet biner, doğa aşığı bir kamp insanıdır.  


Yorum Yap

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

ya da üye olmadan yorum yap ve onaylanmasını bekle.
ÜST