Loading

Göz Renklerimiz Neden Farklı?

Göz renkleri

Göz nedir?

Eğer göz renklerimizin neden farklı olduğunu incelemek istersek, ilk önce gözün yapısını, ardından hayatımıza anlam veren renkleri incelemeleyiz 😊 

 

Göz, canlılarda görme duyusunu yerine getiren bir organdır. Peki gözümüz nasıl çalışır?

Gözün yapısı

Göz, ışık sayesinde görür. Bilgilerimize göre, canlılarda ilk göz denizde oluştu. Bu tam manasıyla çömez bir gözdü çünkü sadece ışığın olup olmadığını anlıyordu ve tabi ki o şartlar için çok kullanışlıydı. Zamanla göz dediğimiz yapı içe çöktü, bu içe çökmenin ardından ışığın nereden geldiğini anlayabiliyorduk fakat bu seferde ışığın gelme miktarı azaldı. Evet, bundan sonra iris oluştu, iris göz bebeğimizi büyütüp küçülten bir kastır. 

Not: Bir üst paragrafta bahsettiğim olaylar, gözün gelişiminin 10'da biri bile değil, 10'da biri olmadığı gibi bu olaylar bir çırpıda da olmadı, arkasında büyük zamanlar var. (Bu konuda ileri okumalar için Prof. Dr. Ali Demirsoy kitaplarını tavsiye ederim)

Göz nasıl görür?

Güneş evrenimizi aydınlatır, oradan çıkan ışınlar yaklaşık 8 dakika sonra evrenimize ulaşır ve bazıları ozon tabakasında sönümlenir. Evrenimize ulaştıktan sonra, cisimlere (Yani açıktaki her şeye!) çarpar ve yansır. Yakında da bir göz varsa, göz cisimden yansıyan ışınları, geliş açılarına göre ayırt eder ardından bir takım kimyasal olaylardan sonra beynimizde görüntü oluşur. 

Renkleri nasıl ayırt ediyoruz?

Aslında renk dediğimiz şey tamamen ışınların dalga boyları ile alakalı. İnsan gözünün algılayabildiği dalga boyu 400-700 nm arasıdır.

Dalga boyu kısa olan ışınlar, çok yüksek enerjiye sahiptir ve bunlar tüm canlılar için risk taşır. Eğer bu ışınlara uzun süreli ve yüksek derecede maruz kalırsak, genlerimizde mutasyonlara sebep olabilirler. Bazen birleştirme, bazen de yıkma işlevini görürler. Bu vesileyle küçük mavi noktamızın değerini bir kere daha hatırlatalım, ozon tabakası olmasa insanlık diye bir şey olmazdı büyük ihtimalle. Bu arada, ozon tabakası yalnız değil, ozona benzer görevleri olan Allen kuşakları da var, ama bu başka makale konusu

Peki, ya göz renkleri?

Gözün ne olduğunu, nasıl gördüğünü ve nasıl ayırt ettiğini çok kaba ve dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım, umarım başarabilmişimdir. Şimdi gelelim yazımızın ana konusuna, göz renklerimiz nasıl oluştu?

Homo sapiens, yani biz insan ırkı, ilk olarak Doğu Afrikada ortaya çıktık. Güneşin yoğun olduğu böyle bir yerde, morötesi, yani dalga boyları çok kısa olan, çok yüksek enerjili ışınların yıkıcı etkilerinden korunmak için melanin birikiminin yüksek olması gerekti. Melanin deri rengini belirleyen bir pigmenttir. 

Doğu Afrikada, melanin birikiminin fazla olması yani deri renginin koyu olması morötesi ışınların yıkıcı etkilerinden korunma sağladığı gibi, irisin de koyu olmasını sağladı. O zamanlar kaçınılmaz olan mutasyonlardan tabi ki oradaki insanlarda nasibini aldı ve arada derede farklı ten renginde, farklı göz renginde insanlar çıktı. Tabi ki, doğanın en temel yasalarından olan doğal seçilim yasası gereği bunlar hep azınlıkta kalıyor. 

Derimizin yoğun olması, derimizdeki melanin zırhının altında D vitamini birikmesine sebep olmuştur. Zamanla kuzeye göç başlayınca D vitamini yetersizliğinden dolayı, insanlar raşitizm hastalığından ölmüşlerdir ve doğanın en temel yasalarından olan doğal seçilim yasası işlemeye devam etmiştir. Bu şekilde kuzeye gittikçe ten rengi açılan ve renkli gözlü bireylerin sayısı artmıştır. 

Kısa yazımızı Ali Demirsoy'un çok hoşuma giden bir sözü ile bitirmek istiyorum; "Gözlere baktığınızda, aşkı, yaradılışı ve ruhun aynasını unutun. Gözlerde, bir hücreli organizmalardan, denizanalarından, solucanlardan ve sineklerden türeyen molekülleri, genler ve dokularıyla, tüm canlılar alemini görün."

Göz ve görme sistemi hakkında ek bilgiler

  • Vücudumuzdaki her yıkma olayını, birleştirme olayını, bütün sistemleri, yapıları genlerimiz yönetir ama çok şaşırtıcı bir şekilde Avustralya Queensland Üniversitesi uzmanları, 4000 kadar kişi üzerinde yaptıkları deneyler sonucunda; "Evet, insanın göz rengini belirleyen gen budur diyebileceğimiz özel bir gen yok" açıklamasında bulundular
  • Güneş en çok fotonu, bizim algılayabildiğimiz dalga boyu aralıklarında gönderir, çünkü bizim gözümüz güneşe uyum sağlayarak evrimleşmiştir, yani güneş biz onu algıladığımız için bize onu göndermiyor, güneş onu gönderdiği için biz onu algılıyoruz.
  • Normal bir elektrik lambasından saniyede yüz milyar kere yüz milyar foton çıkar ancak gözümüz beyni yormamak için bunları iletmez.
  • Kedi, köpek, kurt, çakal gibi hayvanların bazılarında göze gelen ışınlar retinayı geçebilir. Bu ışından yararlanmak için retinanın arkasında tapetum denilen bir yapı vardır. Tapetum, ışığı retinaya geri yansıtır.
  • Karanlıkta fotoğraf çekerken, gözümüzün kırmızı çıkmasının sebebi, fotoğraf makinesinin flaşından gelen ışının göz damarlarımıza girip, kanlara çarpıp geri yansımasından dolayıdır. Bu sorun göz rengi açık olanlarda daha çok görülür.

Kaynaklar:
Atomaltı parçacıklardan türlerin görkemli yolcuğuna -Ali Demirsoy
Tübitak Bilim ve Teknik dergisi

Emircan Tepe
Redaktör / 48 Yazı / 711,9K Okunma

Okurum, düşünürüm, sorarım, tartışırım, eleştiririm, yazarım, paylaşırım...

 

 


Yorum Yap

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

ya da üye olmadan yorum yap ve onaylanmasını bekle.
ÜST